Türkiye’nin ve şehrimiz Manisa’nın büyük çoğunluğunu asgari ücretliler oluşturuyor.

Yani öyle başka ülkeler gibi asgari ücret sembolik bir ücret değil. Toplumun 4’te 3’ü asgari ücretle geçimini sağlamaya çalışanlardan teşekkül.

Ülkemizde asgari ücret, 2024 yılı için 17 bin 2 TL olarak belirlendi. Önceki birkaç yılda olduğunun aksine bu yıl tek zam yapıldı. Enflasyonla mücadele gerekçesiyle böyle bir uygulamaya gidildi.

Hamle belki doğrudur bilemem, fakat ülkemizdeki gerçeklerle çok da bağdaşmadı. En basitinden bir örnekle neden bağdaşmadığını açıklayayım kısaca…

Asgari ücretin 17 bin 2 TL olduğu Türkiye’de, TÜRK-İŞ’in açıkladığı rakamlara göre ekim ayı açlık sınırı 20 bin 431 TL oldu. Aşağı yukarı asgari ücretten 3 bin 500 TL fazla bu rakam.

Nedir asgari ücret? Bu rakamın altında maaş alırsan yaşayamazsın değil mi? En basit tabiriyle böyle özetleyebilirim. Ama rakamlar diyor ki senin açlıktan ölmemen için 20 bin 431 TL’ye ihtiyacın var. Yoksulluk sınırını işin içine katarsak trajedi daha da büyüyor. Çünkü yoksulluk sınırı 66 bin 553 TL. Yani kaba hesapla asgari ücretin 4 katı.

Düşünün ki bir asgari ücretli, yoksulluk sınırında olması için 4 aylık asgari ücret almalı.

Bu şartlar altında, aralık ayı içerisinde asgari ücret görüşmeleri başlayacak. İşçiye verdiği bir maaş, bir akşam yemeği bile etmeyenler masalara kurulacak ve emekçinin hakkında karar verecek.

Senaryolar yazılıp çiziliyor. Ortak kanı 22-23 bin TL bandında.

Peki ekim ayı açlık sınırı 20 bin TL iken, zamlı asgari ücreti şubat ayında alacak olan bir işçi, ne yapacak? Şubat ayının açlık sınırı ne kadar olacak?

Kodamanlar çıkıp enflasyon düşüş eğiliminde diyor. Diyorlar ama o iş öyle değil.

Çıkın bakın marketlere, pazara -gücünüz yetiyorsa tabi- anlayacaksınız ne demek istediğimi…

4 kişilik bir ailenin bir öğünde rahatlıkla bitirebileceği bir karnabahar 100 liradan başlıyor.

Olmazsa olmazlardan yumurta fiyatları tavuk etinden pahalı duruma geldi. Bu enflasyon kime göre, neye göre düşüyor?

Söyleyin nerede düşükse biz de oraya yerleşelim, oradan alışveriş yapalım.

Velhasıl kelam, tepedekiler, tabandakilerin 1 yıllık maaşını belirleyecek, asgari ücretli de paşa paşa boyun eğecek…

Dileğim odur ki tepedekiler tabandakilerin çığlıklarına kulak versin.

Mevcut iktidar bu konuya bir çözüm bulmazsa, 31 Mart seçimlerinde yaşadığı sorunu ilk seçimde yine yaşayacaktır.

Manisa’da alelade bir evin kirası mevcut asgari ücretin üstüne çıkmışken, 3 kuruş zamla işçiyi sümen altı etmek, onulmaz yaralar açacaktır.

Ben şimdiden uyarmış olayım, ancak umudumun olmadığını, piyasadaki rakamların çok da üstüne çıkılmayacağını da buradan yazayım