BAL deyince birçok kimse farklı algılayabilir, bazıları da şanslı anlamında ballı sanabilir. Öyleyse kısaca BAL’dan söz edip sonra asıl mevzuya dönelim. Bugünkü adıyla Bornova Anadolu Lisesi (BAL) ya da önceki adlarıyla Ege Koleji, İzmir Koleji ülkemizde İngilizce tedrisat veren Türk maarifine bağlı ilk yerli ve milli orta öğretim kurumudur. Daha öncesinde Fransızca tedrisatlı Mektebi Sultani, yani Galatasaray lisesi vardı. BAL’ın kuruluş öyküsü ise oldukça ilginç.
Merhum Adnan Menderes Kızılçullu Amerikan kolejinde okuyordu. Bir gece yatağında dua ederken misyoner papaz koğuşa girer ve “burada İngilizceden başka dilde dua edilmez” der. Menderes ve arkadaşları bu işe çok bozulurlar. Takip eden ilk Pazar günü birkaç arkadaş doğru Maarif Müdürlüğüne giderler. Okul tatildir ama Osmanlı’da hafta tatili Cuma olduğu için devlet daireleri açıktır. Orada kimse bu delikanlıları dikkate almaz. İttihat Terakki merkezine gitmeye karar verirler. Katibi mesul Mahmut Celal (Bayar) bunları dikkatle dinler. Önce Maarif müdürünü arar sonra da Maarif nazırına telgraf çeker. Üç gün sonra müfettişler gelir, o papaz ülkesine geri gönderilir, misyonerlik faaliyetleri durdurulur eğitim de maarifin tedrisatına uygun hale getirilir. O gün orada Moskova eski büyükelçimiz BAL’lı abimiz Halil Akıncı’nın babası ile, Manisa’mızın duayen avukatlarından, yakın akrabamız Yıldırım Egeli’nin babası Tayyar Egeli de bulunuyordu.
Yıllar sonra Menderes başbakan olunca Kızılçullu’dan arkadaşları ziyaretine giderler. Derler ki; “Biz Amerikan Kolejinde, Amerikan kültürü ve Hristiyan misyonerliği baskısı altında okuduk. Vatanımıza, milletimize, dinimize bağlıydık, savaşları, milli mücadeleyi yaşadık emperyalistlerin oyununa gelmedik ama evlatlarımız, torunlarımız o günleri yaşamadılar zaafa düşebilirler onları iyi yetiştireceğiz diye batılıların okullarına muhtaç etmeyelim, aynı düzeyde eğitim verebilecek yerli ve milli okullar kuralım”. Menderes’in gözleri dolar yaşadığı zor günler gözlerinin önünden geçer ve kararlı bir ses tonuyla cevap verir: “Bütçe imkanlarımız zayıftır siz Egeli müteşebbisler olarak bu okulu kurun ben Türk maarifinin en iyi öğretmenlerini size veririm ve en geç bir yıl sonra da bu okulu tekrar maarife devralırım”
Heyet sevinçle İzmir’e döner, kolları sıvar ve işe koyulur. İzmir’in ve Ege taşrasının zenginleri bu fikri destekler, yardımlarını esirgemezler. En büyük yardım Koç ailesinin gelini Caroline Koç’un dedesi Edmond Giraud’dan gelir. Giraud Bornova’daki çiftlik arazisinin büyük bir bölümünü ve tarihi köşkünü bu girişime bağışlar. Merhum Menderes çoğunluğu yüksek köy enstitüsü çıkışlı en iyi hocaları, yurt dışında eğitim görmüş idealist gençleri bu okula görevlendirir ve 1953 yılında Ege Koleji adıyla okul açılır. Merhum Menderes kısa süre sonra sözünde durarak okulu maarif vekaleti bünyesine alır ve İzmir Koleji adıyla tedrisatına devam eder. 1960 sonrasında barış gönüllüleri adıyla Amerikalı öğretmenler de gelirler. 1974 yılında ise merhum Ecevit’in başbakanlığı döneminde önce İzmir Anadolu Lisesi iki yıl sonra da Bornova Anadolu Lisesi adını alır. 60 yılda bu okuldan bakanlar, milletvekilleri, belediye başkanları, Türk hariciyesinin en seçkin büyükelçileri, diplomatları, müsteşarlar, genel müdürler, valiler, profesörler, bilim adamları, CEO’lar, Şairler, yazarlar, gazeteciler, oyuncular, sinemacılar, Tüccar, sanayici ve iş adamları çıkar. Bu okuldan her siyasi görüşten, inançtan insan yetişmiştir ama bir tek cumhuriyet düşmanı ve vatan haini çıkmamıştır, çünkü temelimiz sağlam atılmıştır. Hoşgörü, inançlara, değerlere, görüşlere, fikirlere saygı, çoğulculuk,demokrasi, adalet, vatan, millet ve devlet sevgisi, cumhuriyetin temel değerleri bizlere öğretilmiş değil adeta hayat tarzı olarak benimsetilmiştir.
BAL’llar yarışı severler, onlarcası kendilerinden sonra gelecek nesillerin daha iyi yetişmesine katkı sağlamak için, İstanbul maratonuna katılırlar, iyilik için yarışırlar, bağış toplarlar. Birkaç yıl önce en fazla bağış toplayan BAL’lı ödülünü de gene bir Manisalı, kuzenim Tayyar Egeli almıştı, dedesinin gayretlerini de boşa çıkarmamış oldu. Başlığı böyle atınca birçokları öyle anlamış olabilir diye uzunca bir giriş yapmak zorunda kaldım.
Asıl yarış ise siyaset sahnesinde. Malum, CHP milletvekilimiz ve gurup başkanı, benden 20 sınıf küçük BAL kardeşim Özgür Özel CHP genel başkanlığına aday. Büyük bir iddiadır ve büyük bir yarıştır, tebrik etmek gerekir, yolu açık olsun. Ancak ben Sayın Kılıçdaroğlu’nun elinden gelenin en iyisini yaptığına inananlardanım, en azından birlikte hareket ettiği partisinin üst yönetiminde ve gurup yönetimindekiler arasında en az kusurlu olduğunu düşünürüm. Eğer değişim gerekliyse ki buna parti tabanı karar verir, yeni genel başkan adayının da yepyeni bir isim olması gerektiğine inanırım. Tabi bu beni değil, CHP’lileri ilgilendirir, hariçten gazel okuma denirse de hakları vardır. Ben eksiklerini, yanlışlarını söylesem de elbette gönlüm BAL’lıdan yana olur. Bunu etraflıca başka bir gün ele alacağım.
Bir başka yarış da İzmir Büyükşehirde. BAL kardeş Tunç Soyer’in karşısına bir başka BAL’lıyı çıkarmak Meral hanıma hiç yakışmamış. Ümit Özlale kardeşe gelince adaylık esnasında merkez sağ ile ilgili sarf ettiği sözler doğrudur ama merkez sağ seçmen, Aytun Çiray’ı, Hasan Subaşı’nı Yıldırım Ulupınar’ı ve diğer merkez sağdan gelenleri tasfiye eden, merkez sağ gibi kucaklayıcı olacağına küçük MHP olmayı tercih eden oyunbozan İyi partiye oy vermez. Öte yandan Ümit Özlale’nin adı ilk çıktığında internetten taradım. BAL’dan hiç söz etmiyordu. Her yerde İzmir Fen Lisesi geçiyordu. Ne zaman adaylığı ilan edildi o zaman BAL lafı ortaya çıktı. BAL’lı kardeşler bunu hemen fark etmişlerdir. 7 Ekim günü İzmir Koleji mezuniyetimizin 50. Yılını kutlayacağız. Ortaokuldan sonra Ankara Fen Lisesine giden arkadaşlarımız hepsi orada olacaklar. Zira bu bir aidiyet meselesidir onlar BAL aidiyetini benimsemişler, oysa Özlale Fen Lisesi aidiyetini öne çıkarmış görünüyor.
Görelim bakalım neler olacak, Mevlam ne eylerse güzel eyler. İyi olan kazansın. Yazımı bitirip gazeteye yollamak üzereyken CHP Manisa il başkanlığına mahallemizin çocuğu Ferdi Zeyrek’in seçildiğini öğrendim. Hayırlı uğurlu olsun, Allah utandırmasın.
Kalın sağlıcakla…