Besin alerjisi belirtileri bebek ve çocuklarda ayrı özelliklere sahiptir. Özellikle bebeklerdeki bulguları, dudaklarda ve gözlerde şişlik, vücutta ürtiker ve diğer kırmızı döküntüler hatta atopik dermatit dediğimiz egzama, karın ağrısı, kusma, reflü, kanlı gaita yapma, bazen sadece huzursuzluk veya gelişme geriliği olabilir. Eğer bir çocukta veya bebekte bu belirtiler ile besin allerjisi düşünülüyor ise yapılması gereken en önemli şey bir çocuk alerji uzmanına başvurmaktır. İlk iş, bu belirtilerin gerçekten besin alerji ile ilgili mi değil mi olduğunu ayırt etmek olacaktır. Yani gerçekten besin allerjisi ile mi karşı karşıyayız. Mesela her gaitasından kan gelen çocuk besin allerjisi demek değildir. Bir anal çatlak ya da polip dediğimiz doğuştan gelen kitleler veya bazı kanama bozuklukları aynı şeyi yapabilir. Bunlarda tamamen gözleme dayalı, hiçbir laboratuvar desteği ve uzman görüşü olmayan çok sıklıkta yalancı besin allerjisi vardır. Yada egzama dediğimiz tablo, bağışıklık eksikliği olabilir. Bu nedenle çocuk alerji uzmanının denetiminde değerlendirildikten sonra besin alerjisi düşünülürse, gerekli kan, deri veya besin yükleme testleri yapılarak tanı konulmalıdır. Egzemada en çok % 25 kadar besin allerjisi görülmektedir, ancak hemen tüm egzemalı çocuklarda besina lerjisi düşünülmektedir. Bu da bir yalancı besin allerjisidir. Ayrıca gaitada “müküs artışı” diğer klinik bulgular yok ise normal bir durumdur. Artmış müküs göreceli bir kavramdır ve bu çocukların da hemen çoğunda gereksiz yükseklikte, yalancı besin alerjisi tanısı koyulduğu gözlenmektedir. Bu çocuklarda esin allerjisi yok iken, yapılan en önemli hata, gereksiz ve plansız bir şekilde annenin besinlerinin çoklu bir şekilde kesilerek, hem süt kalitesini azaltıp hem de psikolojik olarak travma görmesine neden olarak yaşam kalitesini bozulduğu durumlardır.
Peki çocuklar neden besin allerjisi olur ? Besin alerjisi de diğer tüm hastalıklarda olduğu gibi; genetik ve çevresel etkenlerin bir araya gelip ve besin allerjisinin çıkması konusunda yeterli süreci başlatması ile çıkar. Genetik olarak en önemli neden anne de özellikle olmak üzere baba da yani ebeveynlerde bir allerjik hastalık olmasıdır. Ayrıca ikinci derece olan akrabalar da büyükanne büyükbaba hala teyze amca dayı ve kuzenleri de allerji bir hastalığın olması da oldukça etkilidir. Ancak hastalığın olması için sadece genetik nedenler yeter değildir. Neden olan besine maruz kalma ve bunun suresi ve bu dönemde mukoza dediğimiz iç yüzeyimizi örten hücre dizisinin sağlamlığı da önemlidir. Çevresel faktörlerden en önemlileri özellikle gereksiz antibiyotik kullanımı, deterjanların barsaklarımıza ulaşması, katkı maddeli beslenme, hava kirliliği ve tabii ki en önemlisi de maalesef ki doğal çevreden uzaklaşmamızdır. Besin allerjilerine neden olan en önemli besinler özellikle bebeklik döneminde ilk kullanan ek gıdalar oldukları için inek sütü, yumurta, tahıl, balık, kabuklu çerezler, soya fasulyesi ve nadiren yenilen her şey allerji potansiyeline sahiptir
Besin alerjileri bebeklerin sıklıkta ilk karşılaştıkları ek gıdaya karşı vücutlarının verdiği anlamsız, aşırı miktarda ve kendilerine zarar veren bir bağışıklık sistemi reaksiyondur. Bu nedenle bebeklerde besin alerjisinin en sık nedeni ilk karşılaştıkları ek gıda olan süt, yumurta ve tahıl grubudur. Ancak çocuklarda yaş büyüdükçe kabuklu çerezler, balık ve diğer tüm besinler genetik yapı, karşılaşma oranı ve ek hastalıkla birlikte artar. Besin allerjisinin oluşmasının nedeni, genetik yapımızda olan yatkınlık ve çevrenin ve beslenmenin hızlı bir şekilde bozulması ve buna karşı vücudumuzun bu besinlerin içindeki maddelere karşı savunmasız hale gelmeyi önlemek için verdikleri reaksiyondur. Vücudumuz bunu genellikle, IgE dediğimiz antikor ile yapar. Ancak her zaman için IgE ihtiyaç olmadan vüdumuzun iç yüzeyini örten mukoza hücreleri de bunu yapabilir. Mesela bebeklerde gördüğümüz ve proktokolit dediğimiz kanlı gaita ile karakterli tablo bunun en önemli örneğidir.
Bir çocukta besin alerjisinin teşhis edebilmenin en önemli yolu; çocuğun diyet günlüğünü tutarak sadece anne sütü alıyorsa annenin yediklerini, anne sütü ve ek gıda alıyorsa hem annenin hem çocuğun yediklerini göz önünde bulundurarak sorumlu olan besinleri ait bir ön çalışma yapılır. Bu çalışmadan sonra gerekli olan kan ve deri testleri uygulanır. Eğer ki bunlarla yeterli tanı konulamazsa provokasyon testi dediğimiz yükleme testi yapılır. En son klinik bulgular ve tecrübeyle bunlar harmanlanarak kesin tanı muhakkak konulabilir.
Besin allerjisinin tedavisi çocuklarda her çocuk ve allerejene göre özellik arzeder. Yukarıda da belirttiğim gibi, gerçekten inek sütü veya diğer bir besin alerjisi teşhisi konulmuş ise bu besine özel bir tedavi planı çıkarılmalıdır Eğer bebek anne sütü alıyor ise; annenin beslenmesinden inek sütü ve süt ürünlerini çıkarmak ile başlanır. Annenin kalsiyum eksikliği yaşamaması için diyetine kalsiyum ve D vitamini eklenmelidir. Eğer bebekler ek gıdaya geçmiş ise bebeklerin beslenmesinden de süt ve süt ürünleri çıkarılmalıdır.
Besin allerjisi tedavisindeki en büyük sorun gelişim geriliğine neden olmaktır. Buna engel olmak için inek sütü alerjisi durumunda kullanılan amino asit bazlı ya da ileri derecede hidrolize mamalar kullanılmalıdır. Bebeğin gelişimi yakından izlenmelidir. Bunun dışındaki ek gıdalar zamanına göre eklenmelidir. Gelişimi konusunda bir problem ya da bebeğin beslenmesi konusunda bir problem yaşanıyor ise alternatif besin çarelerinin oluşturulması için diyetisyen ile çalışılmalıdır. Diğer besinler içinde yapılması gereken anne ve/veya bebeğin bu besini diyetlerinden çıkarmaktır. Besin günlüğü tutmak önemlidir. Bebeğin gelişimi, annenin psikososyal durumunu izlemek çok önemlidir.