Özellikle 1 yaş altı infant dönemi (bebeklerde) olmak üzere çocukluk çağında besin allerjisi sıklığı giderek artmaktadır. Bu artış çocukların alerjik hastalıklarında hışıltı ve astımdan sonra ikinci sıraya yerleşen bir tsunami gibidir. Ancak bu artış beklenildiği, tahmin edildiği, uygulandığı kadar yüksek değildir. Şu andaki besin allerjisi sıklığı % 2 ila 4 arasındadır. Ancak özel sağlık uygulamalarındaki değişkenlikller ve sosyal medyanın, hızlı iletişimin etkisiyle birlikte kulaktan dolma uygulamalarla % 10'a kadar arttığı görülmektedir
Bebek ve çocuklardaki en sık nedeni inek sütü proteini alerjisidir. Sonra yumurta ondan sonra kabuklu çerezler ve balık en sık görülen besin alerjileridir. Ancak bunların etken olduğu allerjileri, gıda katkı maddelerinin olduğu reaksiyonlardan ayırmak gerekir. Birçok raf ömrü uzatılmış çikolata ve renkli gıdalar başta olmak üzere, içeriklerindeki katlı maddeleri allerji benzeri reaksiyona neden olabilirler.
Allerjik yanıta neden olan, yabancı bir maddeye reaksiyon veren vücudumuzdaki IgE antikorudur. Ancak besin allerjilerinde IgE neden olan (atopik) ve olmayan durumlar vardır.
Gerçek anlamda allerjik yanıt, besin alındıktan sonra dudakta gıdanın değdiği yerlerde şişlik kızarıklık ve kaşıntı, bunun yanında burunda akıntı nefes darlığı vücutta yaygın döküntü ishal hatta kanlı ishal görülebilir. Bunlar gerçek atopik alerjik yanıtlı besin reaksiyonu tipidir.
Ancak gerçek allerjik yanıt'ın olmadığı fakat besin alerjisi olan bilinen gıda reaksiyonları IgE bağımlı olmayan (non-atopik) besin alerjileridir. Bunlar sıklıkla “proktokolit” dediğimiz gaitanın çok müküslü ve bazen kanlı olması ile karakterlidir. Aslında son gruptaki gıda alerjileri daha iyi huylu seyreden çok daha az sorun çıkaran grubu oluşturur. Bu grupta da yukarıda saydığımız besin alerjenleri esas rolü oynar.
Ancak belirtildiği gibi besin allerjileri şu anda tahmin edilen ve uygulanan sıklıktan son derece azdır. Birçok besin gereksiz yere anneden kesilerek annenin psikolojisi bozulmakta, süt verimi azalmakta ve bebekte maalesef bundan etkilenmektedir. Hatta bebeklerde annelerde yapılan bu gereksiz besin kesilmeleri, gelişme bozukluğuna neden olabilmektedir. Bu nedenle bu bebeklerin mümkünse bir çocuk allerji uzmanının denetiminde teşhis almaları tedavi edilmeleri ve izlenmeleri gereklidir. Bu mümkün olursa, besin allerjisi ile birlikte görülen atopik dermatit ve diğer komplikasyonların tedavisi uygun bir şekilde yapılmış olur. Besin allerjisi olan çocukların sadece % 25 kadarında atopik dermatit görülmektedir. Bu nedenle atopik dermatitli çocuklarda besin alerjisi olabilir diye anneden besinleri kesmek yanlıştır. Hatta besin allerjisi olan atopik dermatitli çocukların sadece besin allerjisini tedavi etmek atopik dermatitlerini geçirmez. Beraberinde deri tedavisi de yapılmalıdır.
Gaitada kan oluşumuna yol açan juvenil polip gibi bağırsaktaki organik nedenler, anal fissür gibi basit makat çatlakları ya da fizik neden olan diğer kalın bağırsağın yangısal sorunları özenli bir şekilde ayrılmalıdır.
Besin alerjisine sadece müküsü artmış veya kanlı gaita, atopik dermatite de sadece besin allerjisi olarak yaklaşmamak, ayırıcı tanıda itina göstermek; besin allerjisi tanısı konulan bebek ve çocuklarda annenin psikolojisinin, süt verimliliğinin; bebeğin gelişime geriliği yaşamayacağı bir beslenme ve izleme programı yapmak gereklidir.