Merhaba herkese. Bu aralar bir üşüyor, bir ısınıyor içimiz. İnsanların gelgitleri gibi oldu havalarda, yüksek salınımlı. Ama biz havayı değiştiremediğimiz için ona göre giyinip çıkıyoruz dışarıya. Eğer uyumlanmazsak hasta oluyoruz. Bir daha ki sefere dikkat ediyoruz. Yani yine seçimlerimizin sonuçlarını yaşıyoruz. Ben niye bahsettim bundan biliyor musunuz? Aslında değiştiremeyeceğimiz güçlü şeyleri doğa bize kabullenmeyi çok güzel öğretiyor. Biz de bir iki direnip mecbur uyuyoruz çünkü yapacak bir şey yok.
Kızdığımızda bir insana hatırlayabilsek hava ile uyumumuzu. Yani devam edeceksek onunla yaşamaya aynı fikirde olmasak da düşüncemizi ifade edip devam edebilsek. Kızdıysak, üzüldüysek çok, dayanma cesaretini bulabilsek ve sakinleşince arayabilsek çözüm yolunu.
Hala aynıysan dünden bu güne bırakıp gidiyorsan ya da üstünü örtüyorsan yaşadıklarının kendini kandırıyorsun. O gömdüğünü düşündüğün şeyler var ya aslında sürekli yokluyor seni. Bir film izlerken, bir şarkı dinlerken, bir kitabın satırlarında ve aynı olaylarla karşılaştığında çıkıveriyor derinlerden. İnsan yaşadıklarından çıkardıkları öğretiler ile büyüyor aslında. Bakın 50yaşındaki bir insan nasıl davranıyor 5 yaşında gibi. Öğrenmek istemiyorsan kimse bir şey öğretemez sana şu hayatta. O yüzden 5yaşında olan dündeki sen 50 yaşında da aynı pencereden bakıyorsun dünyaya.
Peki değişmeli mi insan? Tek bir doğru yok aslında. O ana uyumlanmak ya da uyumlanmak istememek arasında kaldığımız seçimi kabul edip yolumuza devam etmek belki cevap. Sonuçları bir yetişkin olarak kabul etmek. Sırtımızda taşımadan orada bırakarak sevinci de üzüntüyü de sadece bir anı olarak. Ama zaman akıp giderken her şey evriliyor. Yaşadığımız şu dönem tam bir geçiş süreci. Biraz araştıranlar bilirler tek din, tek devlet, tek ırk için dünyanın her yerinde şu an çıkarılmış kaosları. Buna benzer kaoslar aslında bizim içimizde hemen hemen her gün kopuyor farkında olsak da olmasak da. Ne diyoruz dünyada ki kaoslara bakıp ‘keşke bütün bunlar olmasa. Ne var anlaşamayacak aslında. Ülkeler birbirine saygılı olsa herkes yaşam alanında mutlu kardeşçe yaşasa, bu kadar egoistler olmasa....’
Aslında bizim de yaşadığımız aynı şey kendi alanımızda. Sadece genele yaydığımız düşünceleri özel hayatımızda yaşamayı öğrenmek gerekiyor. Zamana bıraksak bazı şeyleri zaten yavaş yavaş değişiyor düşüncelerimiz ve davranışa dönüşünce büyüyoruz sürekli.
Dünden bu güne bak hayatına değişen bir sürü şey vardır aslında. Ama tutundukların, vazgeçemediklerin keşkeler yaşatıyorsa sana kendin için bir şeyler yap başka kimse yapmayacak bunu anla. Eğer mutluysan tutunduklarınla sarıl onlara ama zamana uyumlanmayı unutma. İçindeki çocuğu da arada fark et ve yetişkin olduğunu hatırla.
Sevgiyle kalın. Hoşçakalın.