8O’ li yıllardı. Rize'de,

Rize - Fenerbahçe maçı oynanıyordu.

Fenerbahçe'nin ele avuca sığmayan,

" Delibaş" santraforu Bahtiyar,

Maç başladığı andan itibaren, rakip savunma oyuncuları ile

Türkçenin kırmızı noktalı kelimeleri ve cümleleriyle mücadeleye girişmişti!

Rize'nin liberosu maçın hakemine yanaştı;

- Hocam Bahtiyar bana küfrediyor.

- OYNA!

5 dakika sonra aynı oyuncu, aynı dertten muzdarip bir şekilde,

-Hocam! Bahtiyar yine küfretti.

-Maçın hakemi; GEÇ BUNLARI!

Maçta dakikalar ilerledikçe

Kırmızı noktalı kelimeler ile cümlelere

Amilaz gibi yüz yıkayıcılarda eklenmiş, hakeme şikayetler artmıştı.

-Hocam! Şimdi de Bahtiyar bana tükürdü. Yüzüme bakın!

-Hakem; Ter o ter!

Şikayetlerin ardı arkası kesilmez.

Maçın son dakikaları gelmişti.

Aynı oyuncu bir kez daha şikayette bulunur.

-Hocam! Sizin yanınızda,  Bahtiyar bana küfretti ve tükürdü görmediniz mi,

Duymadınız mı?

- Takma kafana.

En az bir saattir de bana küfrediyor!

İDARE ET!

-----------------------------------------------------

Beşiktaş yedek kulübesinin

Değeri sahada oynayan oyuncuların

Neredeyse 2-3 katıydı.

Sergen- Tümer formsuzluklarından

Ötürü forma şansı bulamamışlar

Yedek kulübesinde oturmaya mahkum olmuşlardı.

Maçın gidişatı ve sonucu üzerinde

Etkin ve yetkin olan bu oyuncuların sahada yokluğu

Taraftarları öfkelendiriyordu.

Taraftarlardan  biri yedek kulübesinin arkasında

Sahada oynanan kötü futbolun hesabını

Sergen ile Tümer’e ödetmeye karar vermiş, sallamaya başlamıştı

- Ulen sergen sen git Hipodrumda oyna'

-Tümer, Tümer! Bu gece hayatı daha ne kadar sürer?

- Atçı mısınız, popçu musunuz?

- Paraları kartaldan alın, Atlara, avratlara basın.

-Ne zaman sahalarda sizi göreceğiz len!

Taraftar maç başladığından beri, yedek kulübesinin arkasında susmamış

Susacağı da yoktur.

Bu kadar hakarete, Beşiktaş’ın

Emektar malzemeci Süreyya Soner dayanamaz,

Yedek kulübesinden ok gibi fırlar, taraftara;

-Ayıp oluyor: yeter ama!

Taraftar; - Hele sen hiç konuşma. 25 senedir bu

Kulübede yedeksin!

-------------------------------------------------------

Göztepe, puan, puana at başı

Götürdüğü yarışı, son maçta Rize’ye kaptırmıştı.

Rize’de ki maçta, sahada gezen yüzlerce tavuğu

Ve horozu görenler,

ilkin horoz döğüşüne geldiklerini düşünmüşlerdi!

Onlarca kişi sahada horoz- tavuk yakalama başlamıştı.

Bu yüzden maç, 15 dakika geç başlamıştı.

Amaç,

Aynı saatte başlayan Göztepe maçından gelecek

Habere göre oynamaktı!

Bu dahiyane fikrin sahibi, Rize antrenörü, Kadri Aytaçtı.

İlginç bir kişilikti. Futbol dışında

Düşünmeyeni düşünür, yapılmayanı yapardı!

Göztepe son dakikada şampiyonluğu kaybedince,

Göztepe yönetimi, “ Susuz dede gittik olmadı.

Kurban kestik olmadı! Hocalara okuttuk nafile” diyerek

Yeni sezonda Kadri Aytaç’la anlaşma yapmak için

Güzelyalı da ki kulüp binasına getirmişti.

Horoz- tavuk meselesinden

Kızgın taraftar topluluğu Kadri Aytaç’ın

Geldiğini duyunca, lokalin önünde toplanmış bağırıyorlardı.

-Horozcu antrenör istemiyoruz!

- Yemci Kadri!

 - Kadri Kümese!

Kadri Aytaç tepkilere kayıtsız kalmaz, lokalin balkonuna çıkar.

-Eğer Göztepe şampiyon olacaksa, bu Kadri kulunuz,

Kümesin horozu da olur! Yemcisi de!

-Göztepe Taraftar birden sessizleşir.

Sonrası,

Büyük bir alkış ve tezarühat tufanı!

-BÜYÜK KADRİ! BÜYÜK KADRİ!