Yeryüzü var olduğundan bu yana kanın dinmediği Ortadoğu coğrafyası, 2023 yılını bitirmeye yaklaştığımız şu günlerde yine kan ve gözyaşı ile yoğruluyor.

‘Ortadoğu’nun kaderi bu’ diye klasik bir cümleyle başlamak istiyorum. Yeryüzü var olduğundan bu yana kanın dinmediği Ortadoğu coğrafyası, 2023 yılını bitirmeye yaklaştığımız şu günlerde yine kan ve gözyaşı ile yoğruluyor.

Birileri toprak satmış, birileri dağdan gelip bağdakini kovmaya çalışıyormuş, bunları televizyonlarda izliyordunuz zaten. Benim değineceğim konuyu da izliyorsunuz gerçi, malum teknoloji çağı ama bir de ben üstünde durmak isterim.

Savaş anında kim haklı, kim haksız, kim suçlu kim suçsuz buna bakılmıyor maalesef. Ancak bütün savaşların yazılı veya yazısız kuralında ‘Sivillere dokunmamak’ vardır.

Hadi onu da geçtim ne koşulda olursa olsun, her olayın en masumu çocuklardır. Bu evde yapılan şımarıklıkta da aynıdır, savaş anından onların hayatını koruma konusunda da aynıdır.

Çocuk çocuktur ya, masumdur, mahzundur, melektir melek.

Bakın dininden bahsetmiyorum, milliyetinden, renginden haklı taraftan, haksız taraftan bahsetmiyorum. Çocuk çocuktur.

Ve hiçbir savaş, hiçbir olay, hiçbir haklılık payı, hiçbir çıkar onların hayatının önüne geçemez.

Ancak bu konuda belki de yine klişe bir tabirle ‘Dünyanın şımarık çocuğu’ konumundaki İsrail bu saydıklarımın tamamını maalesef uyguluyor.

Çocukların katliamına ses çıkarmayan Dünya ise ‘Kendi çocuğu’nu sadece izlemekle yetiniyor.

Daha dün akşam saatlerinde hastane bombalandı ya Filistin’de. Yahu hastane hastane.

Hastane dediğin yer hastaların, yaralıların vs bakımının tedavisinin yapıldığı yer değil mi?

Demek istediğim şu: Orası bir askeri üs değil, bir karargah değil, bir cephanelik değil.

400’den fazla can kaybı vardı son güncellemelere göre. Ve tabi ki birçoğu yine çocuk.

Çocuklara daha iyi bir dünya, daha iyi bir gelecek bırakmamız gerekiyor derken, çocukların geleceklerini çalıyor birileri. Ve konu her zaman olduğu gibi Türk ve Müslüman’a zulümse kimseden ses çıkmıyor.

Doğu Türkistan’da, Güney Azerbaycan’da, Kerkük’te, Irak’ta, Myanmar’da, Afrika ülkelerinde bu durum hep böyle.

Karabağ’da farklı mıydı? Şükür ki orası bir şekilde kurtuldu.

Uzun lafın kısası, Ortadoğu coğrafyasında kanın dineceğini düşünenlerden değilim. Ancak bu kanın dinmesini de çok istiyorum. En çok da çocuklar için…