Kendimi bazen şu cümlenin dehşet verici ironisine anlam vermeye çalışırken bulurum: ‘İnsan aynı olaya tekrar tekrar gülmezken, neden aynı duruma defalarca üzülmeyi sürdürür? Üstelik bu duygu ona bu kadar tanıdıkken neden vazgeçmez kendine bu tekrarı yaşatmaktan?
Bu hayatta güçlü olmalıyım diktatörlüğünde yaşamımızı idame ettirirken arkaya attığımız, yüzleşmekten kaçtığımız duyguların, aslında sandığımız gibi arkaya atılmamış olduğunu fark ettiğimizde telaşlanıyoruz. Bu telaş hali, memnun kalmadığımız bir durumu defalarca düşünmemize neden oluyor. Zannediyoruz ki o olayı düşündükçe yaşananlar değişecek.
Ne var ki bu duygu durumunun nedeni, yaşanılandan kendine bir pay çıkarma hali ya da bireyin kendisine sorumluluk biçmesi de olabilir. Kişi kendi ile şöyle bir diyaloğa girer: ‘Ben üzerime düşeni yaptım. Üzüldüm de ağladım da… Günlerce, aylarca, yıllarca zihnim yorulana kadar düşündüm de. Durumu kabullenip olay yerinden kaçmadım.’
Yaşadığımız durumu kabul etme ve yaşanacakları akışına bırakma halini kaçmak olarak algılıyoruz. Bir nevi yaşadıklarımızın zekatını veriyoruz. Yani o olaya (kendimizce) hakkıyla üzülmezsek, kafaya takmazsak bir kural ihlali yapmış gibi kendimize o acıyı tekrar tekrar yaşatıyoruz. Olası ihtimali olan diğer senaryolarıyla da usanmadan düşünüyoruz. Zihnimizde o sahneyi defalarca oynuyoruz. Halbuki yaşadığımız duygunun özüne bakıp bize getirdiği mesajı algılayabilsek bizim için her şey daha kolay olacak. Halil Cibran Ermiş adlı kitabında şöyle diyor: ‘Acınız, idrakinizi saran kabuğun kırılmasıdır.’
Hayatı tam manasıyla kavrayabilmemiz için her duyguyu tatmaya ihtiyacımız var. Yaşadığımız her olayın, hissettiğimiz her duygunun bir görevi var. Evet acımızı da sahipleneceğiz, onu görmezden gelmeyeceğiz; fakat bu sahiplenme durumu acıyı sürekli taze tutmaktan ziyade vermek istediği öğretiyi alıp onu kabullenmektir.
Duygularımız, düşüncelerimizin hükmü ile hareket eden çaresiz mahkûmlardır. Zihnimizi nasıl yönetirsek bize o doğrultuda cevap verecektir. Yaşamak kaderse, düşünmek seçimdir. Hayatınızda neyi çok düşünürseniz kendinize onu çekersiniz. Yaşadıklarınızı değiştiremezsiniz; lakin sayısız ihtimal barındıran
yaşayacaklarınız, zihninizdedir. Son sözüm olarak diyorum ki: Zannınız güzel olsun, hayatınız güzel olsun.
Bir dahaki yazıda görüşmek dileğiyle, hoşça kalın!