Önceki gün biri bana, böyle dedi. Hani arada paylaşım yapıyorum ya özelden, eleştiriyorum, rahatsız oluyorlar sanırım.

Bilerek köşe yazısına taşımıyorum. Çünkü, insanlar menfaatleri için, çıkarları için yazı yazanlara, birilerine yaranmak için bir şeyler yapanlara o kadar alışmış ki, bana da hemen "Tabii, yazı yazdığın medyanın sahibinin lehine yazacaksın, karşı tarafa sallayacaksın" diye yakıştırması yaparlar. Bu, yazmaktan çekinmek değil, böyle söyleyecek kişilerle muhatap olmak istemememdendir.

Çok uzun yıllar önce bir müdür bana, "İşini layığıyla yapanı, hakkaniyetli davrananı sevmezler, o kişi hep göze batar" demişti. Gerçekten de durum bu. Bugüne kadar gerek eğitim gerek medya gerekse spor camiasında bunun çok örneğini gördüm. Doğru söyleyen dokuz köyden kovuluyor. Geçen yıllarda da aynı şeyleri savundum, aynı şeyleri söyledim, bugün de söylüyorum. Kişiler de, olaylar da hep birbirine benziyor. En yakınındaki, seni bilen biri bile yeri geliyor, "Neden bu kadar taraflısın, duygusal hareket ediyorsun" ya da "Bu kadar eleştirme, muhalefet olma, belki bir iş fırsatı çıkabilir" diyebiliyorsa, düşünün artık günümüzde geldiğimiz noktayı.

Ben zamanında yazdığım yazılarda, nasıl ki bir spor kulübü başkanının siyasetle ilgili seçim sürecinde açıklama yapmasını doğru bulmadığımı belirtip bunu bizzat kendisine de söylediysem, bir belediye başkanının da üzerindeki taraftar ya da parti formasını çıkararak öfke ve intikam duygularını bir kenara bırakarak artık hizmet odaklı olmasını da dile getirdim. Geçtiğimiz günlerde yine bir gazeteciyle özel bir sohbet sırasında söylenen sözlerin talihsiz bir şekilde haber olarak servis edilmesi olayında, spor kulübü başkanına "Gazeteciyle özel sohbet olur mu?" serzenişinde de bulundum. Bende de var olan Karadenizlilik damarından sanırım, aklımdaki dilimdedir, pat diye de söylerim.

Bazen kendiliğinden, bazen dikkatimi çektiği için sorup soruşturduğumdan, bazen de yan masama oturup ortaya konuşanlardan birtakım bilgileri öğreniyorum. Kimi zaman alakasız bir yerde, kimi zaman da alakasız kişilerden. Şimdi ben art niyetli olsam, durduk yere muhalefet ya da taraf olsam her şeyi köşe yazıma taşıyıp, yazmaz mıyım, sormaz mıyım?

CHP Yunusemre Belediyesi'nden birinin, "Yazdıkların çok doğru ama az eleştiriyor, az yazıyorsun. Bilmediğin o kadar çok şey var ki, belgeleriyle kanıtlarım, bir gün oturup anlatayım" dediğini,

CHP İl Başkanı'nın Büyükşehir Belediyesi' nden çıkmadığını, hatta özel bir odası olduğunu, kraldan kralcı hareketlerde bulunduğunu,

Başkan ve Manisalı ekibinin işleyiş, belediyecilik hakkında yeterli donanıma sahip olmayıp genel merkezin atadığı isimlerin belediyeyi yönettiğini,

Büyükşehir belediyesindeki görevlendirmelerin, iş değişikliklerinin çok da Başkan'ın kontrolünde olmayıp parti kanadının müdahaleleriyle yapıldığını (Ki bunu en son Başkan'ın danışman olarak atadığı ismin görevden alınmasıyla da gördük),

Seçimin hemen akabinde birtakım kişilerden makam araçlarının anahtarlarını istendiğini, ısrarla defalarca sorulması üzerine, "Makam aracım yok, şahsi aracım var isterseniz onun anahtarını vereyim" diyerek nüktedanlık seviyesinde olayların yaşandığını, hemen akabinde tüm danışmanlara, daire başkanlarına birer makam aracı ve birer şoför tahsis edildiğini,

Hakkında ciddi iddialar bulunan bir hemcinsimin dost kontenjanından danışman yapıldığını,

Futbol Kulübü tarafındaki planlamaların, niyetlerin neler olduğunu, kişilerin kendi menfaatleri için mi yoksa kulüp menfaati için mi hareket edip etmediklerini (bu her iki takım için de geçerli),

Ve daha nicelerini çarşaf çarşaf yazarak köşeme taşımaz mıydım? Yapmadım çünkü; gözlemlemek, kimin kim neyin ne olduğunu görmek, yanlışı doğruyu ayırt etmek, yaşanan kargaşanın biraz da olsa sakinleşmesini beklemek istedim. İster muhalefet deyin ister taraf, ister sevin ister sevmeyin. Ben hep baştan dediğimi yine diyorum. 'Bizmanisayız' derken oradaki vurgulamayı anlatamadılar, anlamadılar. Sanki "Siz Manisa değilsiniz biz Manisayız" algısıyla hiç yoktan "Manisabiziz" cephesi oluşturuldu. İletişimsizlikten, kişilerden, kendini anlatmaktan kaçınmaktan, muhatap almamaktan vs vs. Herkes de bu süreçte bilendi de bilendi bir şeylere, birilerine.

Yine zamanında söyledim. Aynı gün başka bir ildeki bir futbol kulübünün kuruluşu kutlanırken, şehrin diğer futbol kulübünün kuruluşu kutlanmadı. Bunun da sebebi şu andaki isim değil, aksine kutlayalım, paylaşalım düşüncesindeydi, belirteyim. Profesyonel olundu evet ama, maalesef yarım kalan birçok şey de oldu, karar mekanizmaları birden fazla olunca. Ben bu kadar söyleyeyim.

Bildiklerimi, duyduklarımı, gördüklerimi bir yere kadar yazarım. O sınırı bilirim. Olması gerektiği şekilde. Onun ötesi kendini bilmemektir. Çok şükür bugüne kadar haddimi bildim, kimsenin de haddimi bildirmesine fırsat vermedim. Aman beni sevsinler düşüncesiyle de hiç hareket etmedim. Bir kova burcu olarak seveyim sevileyimden ziyade, topluma faydalı bir şeyler yapmak zaten hamurumda var. İnsanların faydasına hizmet odaklı olmaktır aslolan. Herkes birbirini sevmek zorunda değil ama saygı duymak zorundadır. Saygı da hürmet de karşılıklı olsun dileğiyle, suların durulacağı günlere diyorum.