Bu cümle karşıma çıktı, dün. Okuduğunuzda basit gelen ama, düşündüğünüzde birçok anlam yüklenebilecek bir cümle.

Yaşadığımız her gün gelişen durumlarla ve verdiğimiz tepkilerle bir sanat icra ediyormuşuz, ömrümüzde. Başrolü biz, figüranları çevremizdeki herkes. Aslında günümüzde çok da yapmacık bir halde oynuyoruz rolümüzü.

'Beterin beteri var haline şükret dostum' gibi şükretmeyi bilmemiz gerektiği mesajını da barındıran cümle çok güzel bir tanım olabilir hayat için ama, senaryoyu yazanlar istediği gibi çok absürd yazınca oynayanlarda bir rol zehirlenmesi olabiliyor.

Deli gibi çalışıp üç kuruşa talim edenlere,

Bir parkta ailecek içeceği çayın hesabını yapanlara,

Market alışverişini kıtkanaat yapıp zar zor 100 gram kıyma alanlara,

Çocuğunun ihtiyaçlarını karşılayamayanlara,

Aç sersefil yaşamak durumunda bırakılanlara, hadi gel sen şimdi şartlar ne olursa olsun, 'halinden memnun olma sanatını icra etmelisin' de bakalım. Hele ki,

Bir tarafta az iş yapıp çok kazanan,

Bir tarafta sınırsızca gezip tozan eğlenen,

Bir tarafta etinden sütüne market arabasını tepeleme dolduran,

Bir tarafta çocuğuna eğitiminden gezmesine sonsuz imkanlar sunanların da sanatını tüm ihtişamıyla icra eylediği günümüzde.

Bunda, ne yerlerde sürünenin ne de göklerde gezinenin hiçbir dahli yok. Tamamen çarkı döndürenlerin, şartları bir taraf için eksi diğer taraf için artı yönde oluşturanların, birilerine 'al sen bununla yetin' derken birilerine de hamuduyla verenlerin sanatı.

Durumlar bu haldeyken de şükret, an'ı yaşa, şartları zorla, konfor alanından çık gibi telkin cümleleri söyleniyor, halinden memnun olma sanatını sergileyen hayatının başrolündeki insanlara. Belki düne kadar faydası vardı ama, şu anda 'sağlığım yerinde çok şükür' diyerek halinin sadece bu kısmından memnun olanlara, artık bunları söylemek de kâr etmiyor.

Bu sadece maddi anlamda değil, manen, ruhen de böyle insanlarda. Bir bıkkınlık, bir enerji düşüklüğü, memnuniyetsizlik almış başını gidiyor.

Yazıyı daha farklı yazmak isterken bu yöne doğru evrildim. Ben bile böyle hissediyorsam bu duygularla, gel şimdi halinden memnun olma sanatını güle oynaya yapsın insanlar.

Güya huzurumuzu mutluluğumuzu maddesel şeyler üzerine kurarsak sorun orada oluşmaya başlıyormuş. Elde edememenin verdiği huzursuzlukla önce memnuniyetsizlik

hali, sonra da mutsuzluk hali hakim oluyormuş insana, sonra da çevresine bulaştırıyormuş bunu. İyi bir gelire, güzel bir eve, konforlu bir arabaya, güzel bir işe sahip olmayı istemek, memnuniyetsizliğin galip gelmesi demekmiş. Tüm bunlara sahip olup da fazlasını isteyenler memnun olmakta zorlanabilirler eyvallah da, hiç sahip olmayanlar için memnuniyetsiz yakıştırması asla ve kat'a söylenemez.

Günümüz şartları maalesef Pollyannacılık oynamak için çok zorlu. Halinden memnun olmak sanatı içinse imkansız gibi. Oynayabilene Oscar ödülü verilebilecek bu dönemde korku, kaygı, endişe, depresyon, yetersizlik, mutsuzluk, akıl huzurunun azalmasıyla beraber, hayatın ne dengesi ne de uyumu kaldı çünkü.

Günümüzde, beklentiler içinde kalmak yerine hayatın akışına teslim olarak yaşayabilmek her ne kadar zor olsa da, halimizden memnun olma sanatını gerçekten en güzel duygularla sergileyeceğimiz günlere, en çabuk en hızlı halde kolaylıkla kavuşmaya diyorum.