Çok isterdim, böyle bir başlığın yazısını yazmak. Çok isterdim, 'Mesir Festivali için birçok şirket ilimize tur düzenledi, binlerce insan festivale katıldı' diye yazmak.
Ulusalda bile yeterince haberlerine yer verilmeyen Uluslararası Mesir Festivalimiz'in 485'incisini kutladık ve Mesir Saçım Töreni'yle finali yaptık. Düzenleyen, koşturan, görev alan her kim varsa emeklerine sağlık öncelikle. Gönül tabii ki daha farklısını, daha ses getirenini yapmak ister elbette ama, ben kendimi bildim bileli geçtiğimiz senelerde yapılamadı, şimdi mi yapılacak? Manisa'nın havasından, suyundan mıdır nedir, böyle geldi böyle gidiyor.
Geçtiğimiz yıl bununla ilgili bir yazı yazmış, "Günümüzde hemen her şeyde, 'yaptım oldu' mantığı devam, konfor alanımızdan bir milim dışarı çıkma gibi bir düşünce yok. Programlar yıllardır aynı, kopyala yapıştır misali. 5 asırlık bir geleneğe sahip olan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali'nde bir adım bile yol alamadık. Festival güya uluslararası, baktığımızda kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz, yabancı ülkelerin halkoyunu ve dans gruplarını da davet ederek onlarla birlikte oynayarak uluslararası festival olarak kutluyoruz bir nevi. Ama elin yabancısı 130 ton domatesi havalarda uçurarak salçaya dönüştürüyor, bir günde şehrin nüfusunu iki katına çıkararak 20 bin kişinin katıldığı festivalde" ifadelerini kullanmıştım.
Aynen, bu yılki Mesir Macunu Festivali için de aynı kelimeleri kullanabilirim. Yine aynı, yine bir değişiklik yok. Tek değişiklik, Mesir Komitesi'nde Manisa Valiliği ve İl Kültür Müdürlüğü'nün yer almayışı oldu. Dolayısıyla, daha önce Mesir Komite bütçesinden yapılan festival harcamaları bu yıl tamamen Büyükşehir Belediyesi'nden yapıldı. Bütçesi ne kadar onunla ilgili bir bilgim yok fakat, imza yetkisi olan isimlerin belgelere imza atmamak için izin almış olduğu duyumlarını aldım, bilmem ne kadar doğru? Neyse, bunları yazmak değil zaten amacım.
Yıllardır maddi manevi çok emekle yapılan ama bir türlü tanıtım amacına ulaşılamayan festival kutlaması; kurumların görev yetkileri, belki işin maddi boyutu, belki de ilimizin fiziki ve sosyal şartları nedeniyle kısıtlı olarak yapılıyordur ama, biraz da işin vizyon kısmında sanki eksik birşeyler var, alışılmışın dışına çıkış kısmının önüne geçen. Birbirinin kopyası her festival bitiminde, sahip çıkarak kutladığımıza şükrediyor, önümüzdeki sene için bir umut diyoruz. Adana'nın portakal çiçeği, Datça'nın badem çiçeği, Urla'nın enginarı, Alaçatı'nın otlarından eksiği yok fazlası var tarihi Mesir Mecunu Festivalimiz'in ama, yok olmuyor, o kalabalık toplanamıyor, ses getirmiyor bir türlü.
Burada haksızlık yapmayayım Mesir Macunu saçım günü çok kalabalıktı. Nüfus zaten çok kalabalıklaştı. Bazı günler çarşıda dolaşmak bile istemiyorum, zaten halihazırdaki kalabalıkla bir insan seli oluyor. Benim anlatmak istediğim, ilimiz ve ilçelerimiz haricinde insanların rağbet göstermesi, ilgisini çekmesi. Hakikaten getirisi olan bir kültürel mirasa, turizm değerine dönüşmesi. Haber siteleri ve tv kanallarında boy boy gösterilmesi, programların yapılması. Öyle çok fazla takipçisi olan dijital içerik üreticilerinin getirilerek yedirilip, içirilmesi, gezdirilmesi yeterli değil. Birkaçına baktım, bir iki paylaşım, yedikleri içtikleri o kadar, ötesi yok. Ha ben yanılırım, gerçekten faydası olmuştur da, gelecek yılki festivalde katkısını görürüz umarım.
Eminim ki, yaratıcı fikirlerle, bir o kadar güzel etkinliklerle kutlanabilir, ülkemizde ve dünyada ses getiren festivallerden daha da güzel şekilde hem de. Alışılmışın dışında, saçma gibi görünen fikirler dikkat çekiyor, ilginç oluyor artık. İnsanlar ot için, nergiz için, roman havası ezgileri için düzenlenen festivallere akın ediyor. Bir günde o ilin, o beldenin nüfusu ikiye, üçe katlanıyor. Olmayacak şey değil, tabii ki yapmak istersen. Çıkmadık candan umut kesilmez. 486'ıncı Uluslararası Mesir Macunu Festivali için bir umut diyorum.