Büyüdüğünüzü ne zaman anladınız?
Büyümek, sadece fiziksel gelişimle sınırlı kalmaz aynı zamanda zihinsel ve duygusal olgunluğun ifadesidir. Yani “büyümek” kavramı yaşın artması ve boyunun uzamasıyla sınırlı olmayan bir süreçtir. Sorumluluk almak, geleceğin için endişelenmek, çocukluk döneminde tozpembe görünen dünyanın ve insanların aslında ne kadar karmaşık olduğunu anlamaktır.
Çocukken en büyük derdimiz oyun oynamaktı. Üzüldüğümüz şeyler ise daha küçük şeylerdi. Bu yaşlarımızda ağlayarak istediğimiz her şeyi yaptırabilirdik ve ailelerimizin gözü hep bizim üzerimizdeydi… Çocukluk yıllarımız bu şekilde geçti.
**
Okul çağına geldiğimizde hayatımızda önemli değişikler olur. Dersler oyunlardan daha önemli hale gelir. Okul bir süre sonra ikinci evimiz haline gelir. O dönemlerde adeta bir Polyanna gibi iyimserizdir. Herkesle arkadaş olmaya çalışırız, sevmediğimiz insanlarda olabilir tabii ki ama çocuğuz ya bunu o kadar da dert etmeyiz.
Zamanla, her şeye olmasa bile artık belli başlı şeylere aklımız ermeye başlar. Büyüme sürecinde eski masumiyetimizi ve iyimserliğimizi yavaş yavaş kaybetmeye başlarız. Yaş aldıkça, dünyaya ve insanlara bakış açımızda da değişiklikler meydana gelir. Arkadaş konusunda artık daha seçici oluruz ve birilerini sevmeyişimizin sebebini daha iyi anlarız. Doğruyu yanlışı ayırt etmeyi ve nerede nasıl davranılması gerektiğini öğrenmeye başlarız.
**
Bir sınavla karşılaşırız… Çalışırız, çabalarız, emek harcarız. Çünkü sınav bizim geleceğimizdir. İşte tam bu aşamada kendi kararlarımız devreye girer. Sınav sonuçları açıklandığında, karar verme zamanı gelir... Ancak bazılarımız kendi kararlarını verebilecek özgürlüğe sahip olmayabilir. Okumak istediğiniz şeylerden, okulun nerede ve hangi şartlarda olacağına kadar birçok konu, bazılarımızın kendi elindeyken bazılarımızın da ailesinin kontrolü altında olabilir.
İnsanız, bazen yanlış kararlar verebiliriz. Aldığımız kararlardan memnun olmasak da, artık bu kararların arkasında durmak ve bu kararların sorumluluğunu almak zorundayız.
**
Elbette herkesin hayatı aynı olmayacak. Kimisi ailesinden ayrılırken, kimisi de onlar birlikte yaşamaya devam eder. Ancak sonuç ne olursa olsun artık kendi ayaklarımızın üzerinde durabileceğimiz yaşa gelmişizdir. Sorumluluklarımız artar ve bunların arkasında durmak zorunda olduğu gerçeğiyle yüzleşiriz. Kendi hayatımızı kurmaya başlarız. Adım adım yetişkin doğru ilerlerken gelecek hakkında düşünmeye ve bu doğrultuda adımlar atmaya başlarız.
**
Zorluklarla karşılaştığımızda, artık tek başımıza mücadele etmek zorundayız. Bu süreçte, maddi ve manevi destek için ailemizden, çevremizdeki insanlardan yardım talep edebiliriz. Parasal sıkıntılarla, hastalıklarla ve duygusal zorluklarla başa çıkmak zorunda kalabiliriz. Ancak artık bu sorunları oyun oynamak veya sevdiklerimize sarılmakla çözemeyiz. Ayrıca, ailemizi endişelendirmemek için yaşadığımız zorlukları paylaşmayabiliriz. Bu süreçte büyüdüğümüzü fark eder ve hayatın daha zor hale geldiğini kabul ederiz. Artık zorluklarla tek başımıza başa çıkmak zorundayız.
**
Hayatı, insanları daha iyi tanırız… İnsanları daha iyi çözer ve onların bencil, ikiyüzlü, acımasız olduklarını görürüz. Küçükken ailelerimizin yaptığı bazı şeyler bize saçma gelirken artık onların her şeyi bildiğini anlarız.
Elinde sonunda herkes büyür. Her ne kadar büyüdükçe sonsuza kadar çocuk kalmayı umut etsek de…
Asıl önemli olan büyümek değil, büyüdüğünüzü ne zaman anladığınızdır. Ve büyüdüğümüzü anlamamız ailelerimize hak verdiğimiz zaman gerçekleşir!