Tüm dünyayı etkileyen COVID 19’ a kısa sürede hepimiz en detaylı bilgisine dahi sahip olduk. Sağlık Bakanlığı, ilgili sağlık mercileri, alanın da uzman doktorlar gerekli açıklamaları anbean bizlere yapıyorlar.
Ben size bu yazımda yaşadığımız bu duruma yeni bir pencere açmayı teklif ediyorum. Çünkü kaygı denizinde boğulmak üzereyiz. Ve insan o denizi, zihninde coşturmaktan hiç çekinmeyen bir varlık.
Her birimizin hayatına olan hassasiyeti arttı. Artmalı da… Bir bakıma hayatımıza titiz davranıyoruz. En ince ayrıntısına kadar yıkadığımız ellerimiz değildir belki de. Yaşama isteğimizdir. Bu hayatta var olma isteğini yıkıyoruzdur dakika da bir.
Hayattan her şikayet edişimizde, başıboş samimiyetsiz dilimizin ucunda duran önce sağlık tabi nidalarımız, asıl şimdi gerçekliğini kanıtlıyor belki de. Fanusa aldığımız sağlığımızın gözünün içine bakıyoruz. Başımızın ucundaki dezenfektanlar, cebimizdeki kolonyalar, sağlığımıza, ne olur gitme dercesine bakıyorlar.
Eğer sağlığımız bir yerden bizi izliyorsa, eminim bize diyordur ki : ‘Vay be! Ne kadar da kıymetliymişim ben meğer! Bana sahip olanlar, beni kaybetmemek için ne yapacaklarını şaşırdılar. ‘
İnsan, kaybetme ihtimalini hissettiği şeye sarılır. Sıkı sıkı… Şu anda hepimizin yaptığı gibi…
Şu an ne kariyer hırsımız için kafamızı kaldıramadığımız işimizdeyiz ne de sosyal hesaplarımızı süsleyen o etkinliklerimizin içindeyiz. Ne gariptir ki şuan her birimize dört duvar yetiyor. İşin trajik kısmı ise bunu kendi irademiz ile yapıyor olmamız. Belki de ‘ Benim’ kibrinden kurtulmamız için dünya bize bir ders veriyordur. Bir nevi bir arınmadır bu yaşadığımız durum. Hiçbir şey bizim değil. Dünya bize hancı olduğunu, bizim ise yolcu olduğumuzu hatırlatıyordur bize.
Hatırladık… Bedenimizdeki ve ruhumuzdaki şifanın önemini hatırladık. Nasihat geçicidir, deneyim ise kalıcıdır.
Umarım asılsız haberler ile virüsün yayılma hızını konuştuğumuz kadar yaşadıklarımızın, deneyimlediğimiz bu durumun bize ne anlatmak istediğine de yoğunlaşır zihinlerimiz.
Yangınlarda doğamızı, depremlerde canımızı, hastalıklarda sağlığımızı sever olduk. Benim muradım ise hayatımızın her anında minnettarlıkla, bu hassasiyetle yaşamak.
Yaşamak…
Evet bu evrende değerliyiz. Fakat aynı zamanda bir hiçiz de. Hayatın ne kadar sade ve yalın olduğunu idrak etmeliyiz. Asıl önemli olanlara, sağlığımıza, sevdiklerimize sıkı sıkı sarılmalıyız.
Son olarak söylemek istediğim, tedbirinizi alın elbette. Fakat psikolojinizi daha fazla önemseyin. Hayatınızda var olmayan bir durumu zihninizle var da edebilirsiniz, zihninizle sağlığınıza kalkan da olabilirsiniz. Kendinizi bol bol telkin edin. Ne kadar sağlıklı olduğunuzu ve güçlü bir vücut sisteminizin olduğunu ifade eden cümleler olsun.
Aldığım her nefesle hayata yeniden sağlıkla bağlanıyorum.
Sağlık her zaman benimle, en mükemmel haliyle.
Bedenime sağlıklı olduğu için teşekkür ediyor ve güveniyorum.
Yaşanılan her olay bir deneyim hayatımızda. Ve her deneyim içinde bir mesaj saklar. O mesajı görebilenlerden olalım. Hoşça kalın…