İnsan, kendini ne zaman sevmez? Dış dünyadan kendini soyutladığı zaman mı yoksa kendini sevmediği için mi kendini dış dünyaya kapatır? Aslında bu kısır döngü sürekli devam eder… Kendini kabullendirme zorunluluğu hissedenler ve kendini dış dünyaya yani topluma tamamen kapatanlar olarak ayrılırız. Kimi zaman kendimizi lider olarak görürüz, çıkarız sokaklara… Hakkımızı alabilmek için avazımız çıktığı kadar bağırırız. Tabii o gücü kendimizde bulabilirsek. Bazen ise sesini çıkaran insanları ayıplar, toplumdan çekinir ve kendi içimizdeki gücü bastırırız. Çünkü bizlere yıllardır sorgulamadan her şeyi kabullenmek öğretildi.

Sorgulamadan her şeyi kabullendiğin zaman dünyanın en mükemmel ve en sevilen kişisi oluyorsun. Öğretilen şeyi yapmadığın zaman da işte toplumun canavarı sensin ne yazık ki. Biz insanlar bazen sevilen bir kişi olabilmek için risk alamıyoruz… Canavar olamıyoruz yani!

Farkında olmadan gündelik yaşantımızın her yerinde bunlara uymak zorunda kalıyoruz. Sorgulama ve kabullen. Aslında bu her yerinden kusur akan toplumun mükemmel insanları olmak için çaba gösteriyoruz. Bir yarış halindeyiz… Sürekli birileri memnun olsun diye bir şeyler yapıyoruz. Toplumda bir ‘yerimiz’ olsun diye kendimizi yırtıyoruz. Bir ‘birey’ olduğu için önem verilmiyor kimseye. Sadece işe yarasın istiyoruz. Robotlaştırıyoruz yani kişileri…

Yaşadığımız toplum sürekli bizden bir şey istiyor… İsteği hiçbir zaman bitmiyor. Peki, “Biz ne istiyoruz?” buraya hiçbir zaman sıra gelmiyor maalesef.

Bu kısır döngüden çıkabilmek için ilk hedefimiz toplumun bizi sevmesi olmamalı. Öncelikli hedefimiz yanlışımızla, doğrumuzla ve hatalarımızla kendimizi kabul etmek olmalı. İçimizdeki en büyük gücün sorgulama olduğunu fark etmeliyiz. Toplumun sorgulayan bireyleri neden ötekileştirdiğini, kabullenemediğini ve mükemmelleştirme isteğini bir türlü anlayamıyorum. Neden yanlışımızı veya doğrularımızı kabullenmiyor? Eğer bir gün toplum sorgulayan insanları kabullenmeyi öğrenirse bizde bu aslında kendini her açıdan kusursuz gören toplumun o istediği mükemmel insanlar olmayı başarırız.