Geçtiğimiz günlerde Asgari Ücret Tespit Komisyonu sürpriz bir şekilde dördüncü toplantısını gerçekleştirip alelacele verilen bir kararla asgari ücreti belirledi.
Perşembe ya da Cuma günü toplanması beklenen komisyonun bu ani toplantısı asgari ücretin komik bir rakamla açıklanacağının sinyalini veriyordu… Yine de insanlar bir umut sürpriz bir rakamla karşılaşırız diye beklentilerini korumaya devam etti. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın açıkladığı ’22 bin 104 TL’ herkes için büyük bir hayal kırıklığı oldu.
‘Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz’ deseler de gerçekler sokaklarda yankılanan haykırışlarda gizli. Eğer biraz vicdan kırıntısı varsa, elinizi vicdanınıza koyun! Bu rakamla bir ay geçinmek mümkün mü? Cidden mümkün mü? Evet, sizin vatandaşa reva gördüğünüz sadece karın doyurmak! –ki artık bu şartlar da o da mümkün değil- Ben burada sadece karnımızı doyurmaktan bahsetmiyorum; ‘insan’ gibi yaşamak, geleceğe umutla bakmak, bir gün sonrasını düşünmeden nefes almak mümkün mü bu ülkede?
**
Açlık sınırı 20.000 TL’yi, yoksulluk sınırı ise 65.000 TL’yi aşmış. Üzerine bir de fahiş zamlar! Kira fiyatları uçmuş, markette etiketler günlük değişiyor, kış geldi doğal gaz faturası desen ayrı bir dert…. Şimdi tekrardan soruyorum size, bu %30’luk zam vicdanlara sığıyor mu? Adil mi? Hakkaniyetli mi?
Bir maaş gününü hayal edin. Paranızı alıyorsunuz ve daha cebinize koyamadan… Hop, kira! Hop, faturalar! Hop, market-pazar alışverişi! Bakın daha saymadığım çok şey var, bunlar temel şeyler. Maaş kalıyor mu? Kalmaz. Çünkü bu maaş sadece hayatta kalmaya yetiyor, yaşamaya değil.
Asgari ücretle geçinenlere “Yüzde 30’luk zam yaptık”, “Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz” diyenlere sesleniyorum: Alım gücü yok… Alım gücü olmadığı sürece de zammın bir anlamı yok. Vatandaş markette yağ almak için fiyat hesaplıyor, etin, meyvenin tadını unuttu. Çocuklar okula aç gidiyor, gençler geleceği yurt dışında arıyor. Vatandaşın artık sabrı kalmadı, farkında değil misiniz? Bu kadar mı uzaklaştınız ülkemizin gerçeklerinden, insanlarından… İnsanlar geçim derdine düşmüş, sizin o süslü cümleleriniz kimin umurunda?
**
Vergi üstüne vergi ödüyoruz… Akaryakıtta, elektrik faturasında, doğal gazda dünyanın parasını bırakıyoruz. KDV, ÖTV, MTV derken vatandaşın zaten nefes almaya yeri yok. Şimdi bu şartlarda, %30 zam yapınca, vatandaş memnun oldu mu? Bunun adı asgari ücret değil sefalete mahkumiyet ücreti!
Hani sık sık ‘Hepimiz aynı gemideyiz’ diyorsunuz ya, işte o gemi su alıyor. Ama sorun şu ki su, sadece halkın ayağında birikiyor. Yukarıdakiler hala kuru. Soruyorum: Adalet bu mu?
**
Verdiğiniz zamla kafanızı yastığa rahat koyuyor olabilirsiniz, vicdanınız rahat olabilir. Ama bu zam ne adil ne de hakkaniyetli. Yalnızca günü kurtarıyorsunuz… Gerçek çözüm; enflasyonu kontrol altına almak ve paranın değerini korumaktan geçiyor.
Sizin insanlara reva gördüğünüz yaşam standardı sadece karın doyurmaksa zor olsa da doyurursunuz ama insanların hayalleri? Vatandaş daha fazlasını değil, hakkını istiyor. Bu hakkı teslim etmek bir lütuf değil, bir zorunluluktur!
Unutmayın, insan gibi yaşamak herkesin hakkı!