Ilık havaların başlangıcı Nisan ayında, gökten akan şifadır Nisan yağmurları. Geçmiş zamanlardan bugüne şifalı olarak kabul edilen Nisan yağmurunu biriktirenler, hastalara içirenler hatta yemeklerine katanlar azımsanmayacak kadar mevcut. Yeni nesile çok garip gelse de eskiler bu şifanın gücüne oldukça inanıyor. Bolluk ve bereket olarak da kabul edilen Nisan yağmurlarını biriktirme geleneği geçmişe nazaran azalsa da, bazı bölgelerde hala yaşatılıyor.

Yüzyıllardır şifa kaynağı olarak biriktirilen ve kullanılan nisan yağmurlarının, insan sağlığına olduğu kadar insan ruhuna da binbir faydası olduğu kabul ediliyor.

Hani hepimiz bahar mevsiminin başladığı günlerde, "Üzerimde bir bahar yorgunluğu var" diye yakınırız ya, Nisanda yağan yağmurlar bu rehaveti de atmak için şifaymış. Nisan yağmurlarının vücuda zindelik ve enerji kazandırmasının nedeni, demir  içermesindenmiş. Nisan yağmurlarıyla, kış boyunca en alt seviyeye inen vücudun demir miktarı, en doğal yoldan geri kazanılabilirmiş.

Saçının hızla uzamasını isteyenlerden çocuğu olmayan çiftlerin çare olarak gördüğü nisan yağmurları, inananlar için binbir derde deva gibi görülüyor.

Bu yüzden, özellikle 13 Nisan-12 Mayıs tarihleri arasında yağan Nisan yağmurlarında ıslanmaktan çekinmeyin. Kapatın şemsiyelerinizi, usul usul yağan yağmurun düşen damlaları altında yürüyün, şifa niyetine.

Nisan yağmurlarını bereket, şifa ve uğur olarak tanımlayan Anadolu insanının inanışları neler, kimimiz batıl inanç gelse de hadi okuyalım;

Nisan yağmurları bir kapta toplanır. Üzerine duâlar okunur, sabah aç karna ve akşam birer bardak olmak üzere yedi gün üst üste içilir.

Ruhsal bunalım geçirenlere 3 İhlas sûresi okunarak nisan yağmuru içirilir, nisan yağmuru suyuyla yıkanır.

Nisan yağmurunda ıslanmanın sağlık, uğur getireceğine inanılır. Bu sebeple yağmur başlayınca baş açık bırakılarak ıslanılır.

Nisan yağmuruyla boy abdesti alan kızın kısmeti açılır.

Küçük çocuklara vücutlarına faydalı olsun diye her sabah nisan yağmuru içirilir.

Biriktirilen ve üzerinden yedi yıl geçen nisan yağmuru suyu zemzem sayılır. Hastalara içirilir. Ölecek hastaların ağzına damlatılır.

Nisan ayının ilk yağmur suyunu içen insanın başı ağrımaz.

Asmanın baharda dallarının kesilmesiyle akan suyu toplanır, içine nisan yağmuru katılır. Bu karışım zemzem niyetine içilir. Ölecek insanlara da bu su içirilir, kefenine sürülür.

Korkan kişilere, hasta hayvanlara nisan yağmuru içirilir.

Zayıf, hastalıklı inekler, buzağılar nisan yağmuruna çıkarılır, ıslatılır, bu yağmur içirilir.

Nisan yağmuru kırk anahtarlı tasa konup üzerine okunur, sinir hastalarına içirilir.

Nisan ayında ilk yağan yağmur suyuyla yoğurt yapılır.

Para keseleri bereket için nisan yağmuruyla yıkanır.

Nisan yağmuruyla yemek pişiren gelecek nisana kadar yokluk çekmez.

Nisan suyu ambarlara, un sandıklarına bereket olsun diye serpilir.

Nisan suyu mutfaktaki yiyeceklere bereket düşüncesiyle serpilir.

Tırnağı makas görmeden avuçları nisan suyuyla yıkanan bebek büyüyünce eli açık, cömert olur.

Nisan yağmurlarının yedinci günü yağan yağmur yutulursa kapalı kısmetin açılacağına, dileklerin yerine geleceğine inanılır.

Türbe kapı ve pencerelerine dilek için bağlanan bez parçaları nisan suyuyla yıkanmış olursa dilekler daha çabuk yerine gelir.

Zemzem suyu içine nisan yağmuru katılarak çoğaltılır.

Nisan yağmurlarıyla yetişen yemlik, madımak, kuşkuş, ebegümeci, ısırgan gibi bitkilerin yapraklarından yapılan yemekler yenilirse o yıl hasta olunmaz.

Nisan yağmuruyla yıkanan saçlar gürleşir.

Bitkilerdeki böceklere ilâç olarak nisan suyu serpilir.

Nisan yağmuru gözlere sürülürse göz ağrısına iyi gelir.

Nisan yağmuru istiridyenin içinde inci, yılanın ağzına düşerse zehir olur.