Daha dün gibi, 2000 yılına girerken ‘Milenyum Yılı’ diyerek heyecan yapmış şaşırmıştık, ‘Ne zaman 2000 yılı geldi?’ diye. Çok konuşmuş, kehanetleri birbirimize kah gülerek, kah ‘Acaba’ diyerek hikaye anlatır gibi anlatmış, 2000 yılının rakam büyüklüğüne fazlaca takılmıştık, sanki sonraki yıllar gelmeyecekmişcesine. Rakamlar birbirini takip ederek yılları 5’er 5’er yaşarcasına 2019 yılına girmek üzereyiz. Pazartesi günü 2018’e ‘Güle güle’ deyip, 2019’u karşılayacağız geçmiş bir yılın muhasebesini yaparak.

Şöyle bir geriye dönüp baktığımızda, kimimiz 2018’de öyle sıkıntılar yaşadı ki hatırlamak istemeyecek, hepsini geride bırakarak 2019 yılından güzellikler umut edecek. Belki çok sevdiğiniz birini yitirdiniz. Belki maddi olarak çok sıkıntılar çektiniz. Belki evliliğiniz bitti. Belki sağlığınız bozuldu. Belki işinizden oldunuz. Sıralayacak olursak yaşanmasını istemediğimiz daha bir çok durumu madde madde yazabiliriz.

Bunun tam aksini yaşayıp 2018’de her beklentisine kavuşanlar ise mutlu olmanın verdiği duygularla 2018’i uğurlayacaklar. Yaşadıkları sevinçlerin 2019’a da yansımasını dileyecekler.

2018’i hangi duygularla uğurlarsanız uğurlayın, geçmiş geçmişte kalarak yeni bir geleceğe adım atıyoruz. Her son yeni bir başlangıç, her bir yeni yıl da yeni umutlar demektir. Karamsarlığı, umutsuzluğu bir kenara bırakın. İyi düşünün, iyi şeyler hayal edin. Ben sonu iyi de olsa kötü de olsa bazı şeylerin yaşanması gerektiğine inanırım. Kaderciyim anlayacağınız. Siz ne kadar çabalarsanız çabalayın, olacak bazı şeylerin önüne kesinlikle geçilmiyor. Yaşayacak ve artçılarını bir şekilde tolere etmeye alışacağız, alışmak zorundayız. Burada önemli olan, sonrasında vermemiz gereken mücadeleyi sonuna kadar vermek. Pes etmemek. Çabayla, emekle artıya çevrilebilecek, üstesinden gelinmeyecek sorun yok aslında. Çözümü mümkün olmayan bazı durumlar var ki, işte orada insanın eli kolu bağlanıyor. Bu durumda yapılacak olan, inancımızı kaybetmeden, güzel şeylerin de gelip bizi bulacağına inanmak gerekiyor. Sabır denen güç işte tam da burada devreye giriyor.

Bence negatif düşünceleri dile getirmemek en güzeli. Her yeni gün için olumlu düşünün, pozitif olun. Yeni yıla girerken, 2019 yılını karşılarken, başlayın aklınızdan birer birer güzel şeyler geçirmeyi, iyi dileklerde bulunmayı.

Ben başladım bile. Önce sağlık diliyorum. Hem kendime, hem aileme, herkese. Mutluluk diliyorum. Sevgi diliyorum. Çevremdeki insanlarla güzel günlerde birlikte olmak diliyorum. 2018 yılında kayıplarım da olsa kazandırdıklarına da şükrediyorum. 2018’de aldığım nefesi 2019 yılında da almayı diliyorum. Maddiyata gelince.  Tüm bunlar olduktan sonra inanıyorum ki gönlüme ferahlık sağlayan hayat zaten benim cebimi de dolduracaktır. 2018 yaşattıklarınla beraber sana güle güle, 2019 sende de nefesimi almaya devam edeyim bu bana yeter.

2019’un herkese güzellikler getirmesi, hayatın içinde sevinçlerinizle yer almanız dileğiyle, yeni yılınız kutlu olsun.

    *                         *             *

Bu yazıyı yazarken internete düşen bir haber dikkatimi çekti, değinmeden geçemeyeceğim. Yılların sanatçıları Metin Akpınar ve Müjdat Gezen bir televizyon programında yaptıkları açıklamaları nedeniyle Savcılığa polis nezaretinde ifade vermeye gitmiş ve ardından sevk edildikleri mahkeme tarafından haftada bir gün imza vermek ve yurt dışına çıkış yasağı konmak suretiyle adli kontrol şartıyla serbest bırakılmışlar. Çıktıkları program Halk TV’de Uğur Dündar’ın hazırladığı Halk Arenası programı. Ben izlemedim, ne dediklerini de bilmiyorum. Savcılığın iddiası, ‘Cumhurbaşkanına Hakaret ve ‘Halkı TC Hükümetine Karşı Silahlı İsyana Tahrik’. Şok oldum, şaşırdım kaldım. Ne dediler ki böyle bir iddiayla mahkemeye sevk edildiler. Her iki sanatçı da halka mal olmuş, sevilen isimler. Yaptıkları işler ortada. Üzüldüm açıkçası iki sanatçımız adına. Onlara da 2018’i böyle uğurlamak, uğurlatmak varmış. Öyle büyük isimler ki, kaybedecekleri tek şey, yeni yıl için eğer varsa yurt dışı tatil planlarını askıya almak olur sadece.