Korona virüs tüm dünya ülkelerini öyle bir etkisi altına aldı ki, yaşam şeklimiz her yönden değişti. Ev, iş, eğitim ve sosyal hayatlarımızda taşlar yerinden oynadı. Yıllardır süregelen alışkanlıklar yerini yenilerine bıraktı. Çalışma hayatı da en çok etkilenenlerden oldu. Çoğu insan mecburen evde kalıp çalışmaya belirli bir süre ara verirken, birtakım kesimlerin de iş yükü arttı. Salgınla mücadelede cephede ilk sırada yer alan sağlık çalışanları, deyim yerindeyse kelle koltukta görev yapmaya başladılar. Korona virüsle savaşan cefakar sağlık çalışanları büyük bir özveriyle görevlerini yerine getirmek için uğraş veriyorlar. Korkuları da olsa salgınla mücadeleyi sürdürüyorlar. Öyle bir mücadele ki, bizim 5 dakika bile zor taktığımız maskeleri onlar sürekli takıyorlar. Virüsten korunmak için taktıkları maskeler yüzlerinde derin izler bırakırken, karşılaştıkları hastalar negatif mi pozitif mi bilmeden daha ilk anda müdahalelerini yapıyorlar. Virüsü eve taşır mıyım endişesiyle evlerine gidemiyorlar. Evlerine gidebilenler ise ailelerine, sevdiklerine yaklaşamıyor, küçük çocuklarına niçin sarılamadıklarını anlatamıyorlar. Çoğunluğu da, kalması için yakınlarına gönderdikleri çocuklarını bir aydır göremiyor. Daha düne kadar şiddetin her türlüsüne uğrayan sağlık çalışanları bugün alkışlarla onore ediliyorlar. "Alkışlanmak tabii ki çok güzel bir duygu ama alkışlayan elleri unutmayacağımız gibi meslektaşlarımızı darp eden, öldüren elleri de unutmayacağız. Sizlere düşen görev ise sadece ve sadece evde kalmak. Alkış sesleriniz, ölüm sessizliğini unuttursun" deseler de, geçmişte yaşanan kötü olaylar nedeniyle yüreklerinde açılan derin yaraların izinin geçmediğini de inceden inceye hissettiriyorlar. Maalesef bizdeki durum böyle. Şikayet ettiğimize, eleştirdiğimize bir zaman geliyor alkış tutuyoruz. Her türlü hakareti, sitemi yaptığımıza da yeri geliyor 'cefakar, vefakar' diyor, yere göğe sığdıramıyoruz. Sağlıkçıların haklı sitemlerini bir yana bırakalım, bir düşünelim, geçmişte yaşananları, günümüzde olanları. Sanırım bu kıyaslama, aradaki farkı, olması gerekenin ne olduğunu daha bir ortaya çıkaracak. Tüm bunlara rağmen arada çatlak sesler çıkmıyor mu? Çıkıyor tabii ki de, ben onları insanlıktan nasibini almamışlar olarak görüyorum. Saatlerce çalıştıktan sonra evine gelen hemşireyi asansör kullanımı konusunda uyaran site yönetimi, apartmanda oturan sağlıkçıya kapılara ve merdivene temas etmemesiyle ilgili yazı yazan komşu, kiracısı olduğu sağlık çalışanını evden çıkarmaya çalışan evsahibi, virüsü ailelerine bulştırmamak için evlerine gidemeyip otelde kalan doktorları diğer müşteriler istemediği için çıkartan otel yönetimi... Belki daha sıralayabiliriz böylesi çirkin davranışları. Aslında yaşadığımız bu günler, bizim oturup düşünmemiz için önümüze gelen bir fırsat. Benlik muhasebemizi yapıp, artılarımızı eksiklerimizi görüp ben iyi olayım ki, dünya da iyi olsun deme zamanı. Hâlâ bunun farkında olmayıp sağlık çalışanlarına bu şekilde davrananlara, insanlıkla ilgileri olmadığı için işte bu yüzden insanlıktan nasibini almayanlar diyorum. Yeri gelip bizi yeniden hayata döndüren sağlık çalışanları bu hareketleri hiç mi hiç haketmiyor. Bize 'Evde kal diyen, buna karşılık kendilerinin canını hiçe sayarak insanların sağlıklı olması için varını yoğunu ortaya koyan, gecesini gündüzüne katan, ailesinden kendini izole eden sağlık çalışanlarımızın yüzünde maskelerin bıraktığı izler, gördüklerimiz. Ama bir de göremediğimiz ancak insanlığımızla hissedebileceğimiz izler var. Onların yüreklerinde, akıllarında yorgunluğun verdiği, sevdiklerinin özlemini hissettiği, virüs bulaşmasın diye her an yaşadığı tedirginlik öyle derin izler bırakıyor ki, bizim elimizden çamaşır suyu kokusu ne zaman çıkacak tedirginliği yanında devede kulak kalır. O yüzden sağlık çalışanlarını şu günlerde bile takdir etmesini bilmiyorsan tenkit de etme diyorum bir avuç güya insana. Herkes nasibi kadar yaşar hayatı. Kimi dolu dolu, Kimi tek başına. Kimi gücünün yettiği kadar, Kimi de yüreğinin yettiği kadar. Dolu dolu da olsa tek başına da olsa, gücüne güç katarak elinden gelenin fazlasını yapan, koca yürekli sağlık çalışanlarına selam olsun. Sağlıklı günlerde, sevgiyle buluşmak, kucaklaşmak dileğiyle.
Trend Haberler
Manisa Seyahat’e rakip geliyor... Büyükşehir’in projesi hayata geçer mi?
Manisa’da bir kişi kendini asarak yaşamına son verdi
Çobanın koyunlarıyla birlikte yaşadığı Spil Dağı mağarası!
Muazzez İlmiye Çığ 110 yaşında hayatını kaybetti
Manisalılar şarjları doldurun! Birçok ilçede etkili olacak
Manisa’da liste duyuruldu! Pazar günü keyfiniz kaçacak!