Sosyal hayatta kullanılan bir yaşam şekli pederşahi aile. Babanın ailenin hakimi ve otoritesi olduğu aile tipidir. Benim bildiğim hatta az da olsa sonuna yetiştiğim aile yaşam şekli. Baba zengin çiftlik çubuk sahibi, tüccar, ticarethanesi var, evi gösterişli büyük konak tipinde, bazı evlerde hizmetliler var.
Ev yapısı: Konak diye de isimlendirilir bunlar ekseri ağa ve beylerin yaşadığı ev tipidir. Ayrıca bu tip büyük evler, bulunduğu yerin önemi itibariyle konak olarak vasıflandırılabilir. Bu tip evlerin bahçeleri çok büyük, kapalı alanı yani oda sayısı aile yapısına göre üçten beşten fazla olup bu odalar daha çok gece kullanımı için yapılmıştır, içlerinde yunmalık yıkanma işlevinin yapıldığı duş vardır. Aile efradının yemeklerde, sabah kahvaltılarında kullandığı bir araya geldiği günlük yaşamın olduğu büyük bir oda daha vardır. Burası aynı zamanda oturma odası olup büyükbaba büyükanne, çocukların, torunların, gelinlerin, damatların, kızların, bir araya geldiği odadır. Kadın kısmısı! buraya evin erkekleri varken pek girmez. Bunca insanı ev halkını yiyip içirecek besleyecek içerisinde ocağı, kileri olan mutfak vardır. Ayrıca hizmetlilerin kaldığı yaşadığı hizmetli evi, bahçenin diğer köşesinde bulunur. Hizmetli ailenin kadınları ev işlerinde, erkekleri de dışarıda tarlada, işyerinde, taşımacılıkta, alışverişte çalışırlardı. Ama kısaca baba evlenen oğlunu başka eve göndermez odalardan birini evlenen oğluna ve gelinine tahsis eder, kaç oğlu olursa olsun her birine bir oda verilirdi. Çocukları veya büyükbabanın torunları büyüdüğünde bahçede onlara ayrı bir ev yapılır ama yine birlikte yenilir içilir, gelin evin hizmetlerinde büyükanneye yardımcı olurdu.
Bu yaşam şeklini yani örf adet, geleneği, etnik kökeni olan yaşamı, inceleyen bilim dalına ‘Etnografya’ bu şekilde bilgileri toplayıp yorumlayan anlatımlara ‘Etnoloji’ diyoruz. Bu yaşam şeklini araştıranlar etnologlar, geleneksel tabirler ile daha detaylı yaşam şekillerini anlatırlar. Yüzeysel olarak pederşahi dediğimiz aile yapısı böyledir. Zamanımıza uyarlarsak parayı veren düdüğü çalıyor. Şimdi para, ev, iş, verilmeyince, paylaşılmayınca büyükleri takanlar azaldı.
Bu aile yapısı dayanışmayı, birlikte çalışıp kazanmayı, evin masraflarını birlikte çalışılıp kazanılan kazançtan harcamayı, aynı ocaktan ısınıp aynı ocakta pişirip yemeyi, giyecek, içecek, binek olarak kullanılacak herhangi bir vasıtayı bineği müşterek kullanmayı, kısaca bir ailenin yaşantısında olan biten her şeyi aynı kökenden gelen birkaç ailenin paylaşmasının şeklidir pederşahilik. Büyüyüp evlenen evlat evden ayrılmaz diğerlerinin yaşamına karışır sofra biraz daha büyür onlara da sofrada yer verilir, evlenmeden önce evin yanına ilave edilen evin bir kapısı bahçeye diğer kapısı ortak alana açılırdı. Babanın dediği emir, emir de demiri keserdi.
Bu yaşam şekli her ne kadar varlıklı ailede geçerli olsa da ekonomik bir hayattır. Kazançta ortak, harcamada ortaktır. Bir ailede olan masraflar ve harcamalar birkaç aileye pay edildiğinde daha ekonomik davranılmış olur.
Eski Manisa’yı, konakları, evleri, sokakları, arkadaşlık ve komşulukları arar dururuz; bir öf çeker karşı dağı Spil’i inletir, yayla sularını sokak çeşmelerinin soğuk berrak suyunu özleriz. Bugün kirlettiğimiz Gediz’den o zamanlar su içerdik, bir lokma bir hırka geçinip giderdik, deriz. Arabamız yok, yürür, bisiklet ile her yere giderdik. Otobüs İzmir yolunda su kaynatır Ayrancılar’da mola verir ayran içerdik. Kolay kolay hasta olmaz ağır hastalıklarla kinin, gripin fayda etmez ölür gider, cenazeyi Çatal’a omuzlarda götürürdük.
Ne o günlerin özlemi ne de bu günlerin söylemi biter. Elektrik, su, yakacak, giyecek, yiyecek, ev kirası, aracın yakıt parası, okul masrafı derdimizdir artık. İşsizlik belimizi büker, kazancımız hayatımızı karartır. Hastalık kapıdadır. Öfke burnumuzdan solutur, sevinçlerimiz kısa sürer sıkıntılarımız yaşamdan soğutur. Birlikte yaşamak çoktan unutulmuş. Taş olup baş yarılma düzenine uyulmuştur. Tayinler ile çoluk çocuk uzak yerlere göçer gider çocuk bakımı sıkıntıdır geçim için çalışmanın yanında. Dedeler nineler özlem çekerken babalar anneler desteksiz kalmış iç çekerler.
Yeni evlilikle dertler başlar ilerleyen yaşta dert yine derttir ama o da sizinle beraber büyümüştür. Çocuklar, hele bir de kontrolsüz ise çığ gibi büyür dertler. Uzatmayalım sonu kötü bitiyor çünkü.
Sıkıntılı ortamdan bir an önce çıkabilmek için geçiş dönemi koşulları diye bir uygulama yapılır. Ekonomik yaşamak da bu geçiş dönemi koşullarını kapsar. Taş olup baş yarmadan kafamızı oraya buraya vurup kırmadan yapılması gereken ekonomik yaşamak ile geçiş dönemini atlatmaktır.
Aslında nedir mühim olan, insanlık.
Daha doğrusu vatandaşlık.
Yurttaşlık Bilgisi okullarda okutulmuyor artık.