Son yıllarda sıkça duyduğumuz ve dillerden hiç düşmeyen bir soru: “Gençlik nereye gidiyor?” Peki, bu sorunun gerçek hayattaki karşılığını hiç oturup düşündünüz mü?
Hayatta tecrübe sahibi olmak kolay değildir. Biz gençler deneye yanıla doğrusunu öğreneceğiz.
“Bu gençlik nereye gidiyor?” “Bu gençliğin amacı ne?”, “Bu gençlik neler yapıyor?”
Bu sorular gibi gerçek hayattaki karşılığını hiç oturup düşünmeyen, alt metninde önyargıların yattığı bu soruları oturup düşündüm. Kendimce cevaplarını bulmaya çalıştım…
Gençler için birbirinden farklı şeyler söyleniyor. Ülkemizde de gençler ile yaşlı kuşak arasında bir çatışma var. Yaşamlarımızda ve iletişimimizde zaman zaman sıkıntılar yaşanıyor. Bu çatışmanın aslında bir adı da var: Kuşaklar arası çatışma.
Bu ne demek önce onu yanıtlayalım…
Her yaşın kendi özelliklerine ve dönemin şartlarına göre olayları yorumlamasıdır. Yani kısaca anlatılması gerekirse değer yargılarının çatışmasıdır.
Şu an ile önceki dönemlerdeki yaşam şartları ve kullanılan dil arasında uçurum var. Ne yazık ki bu uçurumdan kaynaklı bazı problemler yaşanıyor. Bu her zaman yaşanacak da. Önemli olan çatışmaları en az hale getirmek.
Bu çatışmanın bir diğer nedeni ise yaşlı kuşağın gençler ile ilgili endişeler taşıması. Bu çok normal. Kendilerini sorumlu hissedip bir nesli korumaya çalışıyorlar. Ancak bu korumayı kendi dönemlerinin şartlarına göre yapıyorlar. Çağı ne yazık ki yakalayamıyorlar. Bu kuşağın samimiyetinden zerre şüphem yok… Ancak “Gençlik elden gidiyor” naraları atan bazı kişileri de iyi tanıyoruz.
Gençlerin bir kere olsun derdini dinlemişler mi? Elinden mi tutmuşlar? Gençlerin hangi yeteğinin yolunu açmışlar? Hep şikayet duyuyoruz. Konu gençler olduğunda hep olumsuz örnekler görüyoruz. Aslında o kadar güzel işler yapan genç arkadaşlarımız var ki..
Büyükler endişelenmesin… Gençler, yaşlı kucaktan sancağı devralacak ve bu emaneti koruyarak sahip çıkacaktır.
Çünkü Mustafa Kemal Atatürk şöyle demiştir; “Yükselen yeni nesil, istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”
Bu yüzden gelecek biz gençlere emanet… Fakat bütün bu söylediklerim büyükler bir şey yapmasın anlamına gelmez tabii ki.
Büyükler de gençler kadar gereken özveriyi göstermeli ve ellerinden geleni yapmalıdır.
Yazımın başlığındaki soruyu da cevaplamış olalım: Sadece gençlik değil; hepimiz gidiyoruz bir yerlere. Zaman ilerliyor. Çağ değişiyor. Yolculuk hep sürüyor…
Bu yolculukta geleceğimize sahip çıkalım!