Duygular olmadan hayat siyah-beyaz bir resme benzer. Hayatın rengidir duygular. İnsanın varoluşsal özelliği değil midir duygular? Yaşama verdiğimiz tepkiler…
İnsan mutlu olur, sinirlenir, üzülür, şaşırır… Düşünsenize duyguların olmadığını?
Duygular; karşılaştığımız olaylar veya durumlar karşısındaki düşüncelerimizin ortaya çıkmış halidir. Yani duyguları kişi yine kendisi oluşturur. Olay karşısında vereceği tepkiyi kendisi belirler.
Mesela; birkaç gündür arkadaşından haber alamayan kişi, onun aramamasına ve bir şekilde onunla iletişime geçmemesine sinirlenmiştir. Onu aramasına rağmen onun kendisine ulaşmaması kişiyi hem düşündürmekte hem de sinirlendirmektedir. 2 gün sonra arkadaşı aradığında sinirli olan kişi, telefonu açtığında arkadaşına sinirli bir şekilde konuşmak yerine arkadaşının başına bir olay gelmiş olma durumunu düşünerekten daha meraklı daha sakin ve daha anlayışlı bir üslupla konuşmuştur. Geçen sürede aklında geçen düşüncelerle(arkadaşının sorumsuz olduğu, ona değer vermediği) kişi sinirlenmeye başlamıştır. Ancak arkadaşını yeteri kadar tanıması ve onun bu şekilde davranmasının bir nedeni olduğu düşüncesi de onun sinirlilik halinin azalmasına ve daha anlayışlı bir yaklaşım sergilemesini sağlamıştır. Kişi bu durumda düşüncelerine yön vererek duygularını kontrol edebilmiştir.
Verdiğimiz örnek gibi birçok örnek verilebilir. Kişi duygularına tamamen veya tam tersi olacak şekilde değiştiremeyebilir ancak kişi duygularına küçük de olsa her zaman etki edebilir.
Peki en çok hangi duygumuza etki etmek isteriz?
-Bu soruya ‘’korku’’ cevabını vermek isteyenlerin çoğunlukta olduğunu düşünüyorum.
Neden korku peki?
Korku, diğer duygularımızı yaşamamıza engel olabilen bir duygudur. Korku, başlı başına olumsuz bir duygu değildir aslına bakarsanız. Kişiye karşı koruyucu bir yanı var olmakla birlikte kişiyi doğru tercihlere yönlendiren de bir yanı da vardır.
Örnek verecek olursak; birçok insanın belki de en büyük korkusu ölümdür. Ölüm korkusu veya birini öldürme korkusu insanın karşılaşabileceği birçok olumsuz durum ve duygulardan korumaktadır. Araba kullanırken trafik kurallarına uymak; ölüm korkusunun ve birini öldürme korkusunun bir sonucudur aslına bakacak olursak.
Korku; başlıca duygularımızdan bir tanesi. Kişiyi yaşamı boyunca olumlu veya olumsuz durumlarla yüzleştiren bir duygudur. Olumlu tarafını verdiğimiz örnekle ifade ettik. Peki olumsuz tarafı nedir bu duygunun?
-Korku, tehlike düşüncesine verdiğimiz tepkidir. Tehlike olarak adlandırdığımız birçok durum kişinin kendi düşünceleriyle belirlediği etmenlerdir.
Mesela; kişi yurtdışına çıkmak istiyordur ve bu onun en büyük hayallerinden bir tanesidir. Ancak kişinin uçak ve yükseklik korkusu vardır. Kişi, bu korkuları nedeniyle yurtdışı hayalini ya ertelemektedir ya da kısıtlamaktadır. Ancak bu korkuya sahip olmasaydı hayallerinden ödün vermeyecekti. Kişinin korkusuyla yüzleşmemesi ya da hep bu korkusundan kaçması onun hayalini tam olarak gerçekleştirmesine engel olmaktadır. Korkusuyla yüzleşmekten çekinmesi, korkusunun var olması ve üstesinden gelmek istememesi kişinin hayallerinin önüne koyduğu bir engeldir. Ve bu engelin mimarı kendisidir. Kendi engelini kişi kendi yaratmış ve beslemiştir.
Korkunun bir diğer özelliği var olduğu sürece veya kaybolmadığı sürece hep büyümektedir. Etkisinin büyümesi kişiyi yıpratır ve yaşamdan aldığı hazzı düşürmeye başlar. Hayallerini, mutluluklarını ve hayatını elinden almaya devam eder.
Peki korkularımızla nasıl baş edebiliriz?
-Korkunuz artık size ciddi derecede zarar vermeye başladıysa ve hayatınıza doğrudan etki ediyorsa artık onunla savaşmaya başlamanız gerekmektedir. Korkuyu besleyen en büyük etmen ondan kaçmaktır. Korkunuzun üzerine gitmelisiniz.
Korkunuzla yüzleşin. Korkunuzu önce bir tanıyın; size korku veren durum ne, hangi durumlar size korku veriyor, bu korkuyu ilk ne zaman yaşadınız? Bu sorularla başlayıp korkunuzu tanımalısınız.
Korkunuzu oluşturan temel öğenin düşünceleriniz olduğundan bahsettik. O yüzden düşüncelerinizi de değiştirmelisiniz. Düşünceleriniz değiştiği sürece korkunuzun azaldığını göreceksiniz.
Korkunuzla yüzleştikçe ve onları hedef aldığınız sürece; özgürleştiğinizi, hayatınızın kontrolünün tekrar ellerinizde olduğunu hissedeceksiniz.
Korkunuzla olan bu savaşı başlatmanın zamanı gelmedi mi sizce de?