Merhabalar sevgili okurlar,
Bugün ‘iyi olmak’ hakkında konuşacağız. ‘’İnsanlar hep iyi olmak mı isterler, iyi olmak nasıl olur, her zaman iyi mi oluruz’’ gibi sorulara cevap arayacağız.
Öncelikle anlam karmaşası yaratmamak adına; genel anlamda iyi olmaktan(sağlık açısından iyi durumda olma, parasal anlamda iyi durumda olma, istenilen hayat anlamında iyi durumda olma vs.) bahsedeceğiz.
Hayat çerçevesinin içinde, kişiler için çok net ve çok olumlu bir resim olmadığını, geçmiş yaşantılara bakıldığında görmek mümkün. Kişiler için birer hayat tablosu olsaydı hiçbir tabloda ve resimde sadelik olmayacağını biliyoruz. İlk fırça darbelerinin çok sade, masum ve sanatsal olduğu ancak resmin bir sonraki fırça darbeleri, o sadeliği bozacak bir yapıda olduğunu görmekteyiz. Bu fırça darbelerine ‘’yaşam izleri’’ diyebiliriz. Çünkü bu izler yaşam tablomuzun en önemli yerleridir.
Öyle bir tablo düşünelim ki, yakından çok karmaşık çizgilerin olduğu ancak uzaktan bakıldığında anlamlı ve basit görünmekte olan bir tablo…
Kişinin yaşamı boyunca edindiği tecrübeler, yaşadığı olaylar o tabloda yer alır. Tablo, hayattan izler taşır.
Tam bu noktada şöyle bir soru ortaya çıkıyor: hayat tablonuz sade ve daha az çizgiye sahip mi? Herhangi bir yerlerde böyle bir tabloya sahip insanların olduğunu düşünüyor musunuz?
-Her zaman mükemmel iyilik halinin olmadığını biliyoruz. İstemediğimiz, planlamadığımız durumlar gerçekleşebiliyor. Bazen de istenilen düzeyde olmayan bir durumu ‘’iyi’’ olarak nitelendirmiyoruz.
Kısaca yaşamımız süresince her zaman iyi olaylar yaşamıyor, iyi durumlarla karşılaşmıyoruz.
Peki iyi olmak(her zaman) gerekli mi? Ya da önemli mi?
-Çevremizdeki insanlar veya çoğu zaman biz de hep iyi olmak isteriz. Her anlamda iyi olmak isteriz. Hep mutlu olmak ister, üzülmek istemeyiz. Kötü bir durumla karşılaşmamak için çabalarız. Sürekli ve sonsuz bir iyilik hali olmadığı için bazen de istenmeyen durumlarla karşılaşmak o kadar kötü bir şey değil aksine hayatın içinde olan normal bir durumdur.
Kişi, hayatı boyunca en çok yaptığı yanlışları, hataları ve olumsuz olayları hatırlar. Bu olaylar sonucunda büyür ve tecrübe kazanır. Yeni kararlar alır. Yeni yollar belirler. Yaşadığı kötü durum sayesinde kendine dışarıdan bakma fırsatı yakalar. Yaşamını yeniden gözden geçirir. Bir yılanın derisini değiştirmesi gibi…
Bazen düşmek gerekir. Ne kadar yüksekte olduğunu ya da ne kadar derinliğe sahip olduğunu görmek için. Nerede olduğumuzu görebilirsek yükselmek veya daha iyi olmak için ne yapmamız gerektiğini öğreniriz. Bu olması gereken bir durumdur.
Peki her zaman iyi olmak için kendimizi zorlamak gerekli mi? Bunu yapmalı mıyız?
-Kendimizi hep iyi olmak için, her zaman iyi şeylerle karşılaşabilmek için zorlamak olumsuz ruh haline ve karamsar bir yapıya sürükler. Olumlu beklentilere sahip olduktan sonra yaşanan olumsuz tablo kişiyi depresif bir yapıya sürüklemektedir.
Hep iyi sonuçların olmasını beklemeyin, kötü sonuçlarla yüzleşmekten korkmayın. Bu tavır, yaşadığınız/yaşayacağız anları kaybetmenize neden olabilir.
-Hayat tablonuzun renkli olması ve daha anlamlı olması için her türlü çizgiye ve fırça darbesine ihtiyaç vardır. Hayat tablosunu besleyen ve oluşturan bir etmendir.
Yaşamı bir bütün olarak kabul edin. Her anını iyisiyle-kötüsüyle yaşamak için çabalayın. Kötü durumlarla baş edebilme konusunda sahip olduğunuz yaşam becerileri ve verdiğiniz çaba sizi iyiliğe ulaştırır.
Bugünü yaşayın, bugünde kalın ve bugün için çabalayın. Unutmayın ki ‘’AN’’ da kalabildiğiniz kadar mutlu olabilirsiniz.
Sevgiyle kalın.