Son günlerde yine yangın haberleriyle yatıp kalkıyoruz. Ülkemizin güzel kentlerinden biri olan Çanakkale’de günlerdir yangın var... Ülkemizdeki yangının yanısıra komşumuzda alevlere teslim olmuş durumda.

Gökyüzü kapkara dumanlarla kaplı. Rüzgârın etkisi yangını daha da büyütüyor ve güzel ormanlarımız alevlere esir olmuş durumda. Orman yangınlarının bu denli yıkıcı etkisi sadece ormanların eşsiz güzelliğini yok etmekle kalmıyor aynı zamanda insan hayatını, iklimi, ekosistemi de tehdit ediyor. Korkunç olan bu tabloya baktığımızda, orman yangınlarının ne kadar ciddi olduğu daha net anlaşılıyor.

Yangınların çıkmasında iklim değişikliği etken… Kavurucu sıcaklar, kuraklık gibi faktörler orman yangınlarının yayılmasını arttırıyor. Bunlar da hem doğal yaşam alanlarına zarar veriyor hem de milyonlarca canlının, ağacın yaşamı için tehlike arz ediyor. Ancak şöyle bir noktaya parmak basmak istiyorum. Bu yangınları sadece iklim değişikliğiyle ilişkilendirirsek eksik bir bakış açısı olur.

Yerleşime açılmayacak alanları yerleşime açmak, insan faaliyetleri, ormanları yok etmek yangınların yayılmasını daha da kolaylaştırıyor. Ayrıca o atılan sigara izmaritleri, çöpe atmadığınız şişe parçaları, piknik ateşleri ve daha niceleri yangınların çıkmasına neden oluyor. Yani olay sadece yangını söndürmek değil, yangını önleme aşamasını da enine boyuna düşünmek gerekiyor.

Çanakkale’de, Yunanistan’da ve daha birçok yangın çıkan yerde insanların emekle yaptıkları evleri, bahçeleri, ormanları yanarken yaşayan birçok canlı, yangına kurban gitti. Bir daha asla yaşanmaması ve yaşananlardan ders almamız dileğiyle…