Ekonomik kriz, depremler, zam yağmuru, hiç durmadan Türkiye’ye akın eden sığınmacılar ve onların yol açtığı sorunlar… Ülkeyi bu şekilde anlatsak, yalan söylemiş olmayız. Çünkü tam olarak Türkiye denildiğinde akla gelen bu saydığım şeyler oluyor. Vatandaşların böyle kaos dolu bir ortamda zamlarla ayakta kalmaya çalıştığı süreçte, güzel şeylerde oluyor. Mesela Filenin Sultanları…

Türk spor tarihinde takım sporlarında Cumhuriyetimizin 100. Yılında Avrupa şampiyonu olan ilk takım olarak tarihe geçti. Bizi gururlandırdılar… Bu şampiyonluk aslında Atatürk’ün kızlarından, Atatürk’e bir armağan! Bunu lafla değil, yaptıkları işle büyük başarılara imza atarak, kadınlar üzerinden o kabul edilemez baskılara meydan okuyarak, voleybolcularımız “bir şeyler başardı…”

Evet, ne yazık ki onca güzel şeyin içinde; kadına, iyiliğe, mutlu insan görmeye tahammül edemeyen ve o bulanık zihinlerinde kötülükten başka bir şey olmayan bazı kafalar, Filenin Sultanlarına saldırıyor. Türk milletini temsil eden voleybolculara haddi olmayan şeyler üzerinden saldırmak, hainlik değil midir?

Bu tip insanlar genelde kaostan beslenir, bundan haz alırlar. Eften püften sebeplerle sporculara saldıranlar, o gün rakibimiz olan Sırbistan’ı bile destekledi…Şampiyon olduktan sonra o pervasızca sarf ettikleri sözlerden umarım utanmışlardır diyeceğim ama onlarda utanma duygusu ne arasın?

Kadın çalışmasın evinde oturup çocuk baksın diyen, karma eğitim istemeyen, kadını hep güçsüz gören ve kadını dışlayan zihniyetin yansıması bunlar… Bu hazımsızlıkları hep vardı, yeni değil bu. Hep istiyorlar ki kadın hep ikincil konumda olsun da, gövde gösterisi yapalım!

Ancak onların anlayamadığı ve hiçbir zaman anlayamayacağı bir şey var. Her ne kadar yapılan şeylerle çok daha geriye gitsek de, biz Atatürk’ün evlatlarıyız. Atatürk ve silah arkadaşlarının kurduğu Cumhuriyet hep var olacak ve bizler hep onun izinden gideceğiz.