Manisa Türkiye’de merkez sağ siyaset anlayışının en önemli merkezlerinden biridir.
Demokrat Parti Menderes’in memleketi Aydın’dan önce Manisa’da kurulmuştur. Keza Adalet Partisi’nin de temelleri İzmir’de atıldıktan sonra ilk örgütlerinden biri de Manisa olmuştur. Tabi ki bu tesadüf değildir.
Birincisi Manisa işgali görmüş, Yunan’a biat eden Hüsnü(yadis) gibi hainleri görmüş ve bu hainlere karşı milli direnişi canla, başla gerçekleştiren vatanseverlerin memleketidir. Alim Efendiler, İbrahim Hakkı efendiler kellelerini milli mücadeleye adamış din adamlarıdır.
Kuşçubaşı Eşref gibi istihbaratçılar, İbrahim Ethem riyasetindeki Demirci Akıncıları, Parti Pehlivanlar, Gördesli Makbuleler, Halil Efeler, Hacı Ethem Büke’ler, Hacı Nurullah Efendiler, Karaosmanoğlu Halit Beyler, Kırkağaçlı Emin Efendiler ve adlarını sayamadığımız daha birçok milli mücadele kahramanı özgürlük ve bağımsızlık mücadelelerini adeta kendilerine bir hayat tarzı olarak seçmişlerdir.
Tabi bütün bu hürriyet savaşçılarını örgütleyen milli mücadelemize kazandıranların başında Akhisar cephesi komutanı ve Saruhan Mebusu olan Mahmut Celal bey (Celal Bayar) gelmektedir. İkinci husus ise Balkan harbi sonrası sahipsiz bıraktığımız insanların çoğu Menderes döneminde Türkiye’ye gelmeleridir.
Şehzadeler şehri Manisa Saruhan ve Osmanlı sarayının kalanlarıyla, Yörük Türkmen nüfusuyla, Tımar beylerinin Türkmen aşiretleriyle, Kafkasyalılarıyla, Yunanistan mübadilleriyle, Balkan göçmenleriyle, Arnavut, Pomak, Boşnak, nüfusuyla hatta iç göçle doğu ve güneydoğudan gelen yurttaşlarla tam bir Türkiye mozaiği olmuşlardır. Demokrasi ve özgürlüklerine düşkün, kendi örfünü unutmadan Türk kültür ve geleneğiyle bütünleşmiş bir toplum olmuştur.
Manisa’da siyaset yapanların eğer Manisalılarsa öncelikleri hep ülke çıkarları ve Manisa olmuştur. Hoşgörü sahibidirler, insan odaklı siyaset yaparlar. Milletvekili seçilmişlerse başka illerden seçilenler gibi Ankara’yı İstanbul’u mesken tutmazlar, dönemleri sona erince dönüp geldikleri yer Manisa’dır. 27 Mayıs darbesi sonrası mahpuslukları bittiğinde Sağlık Bakanı Nafiz Körez Kula’ya, Sudi Mıhçıoğlu Alaşehir’e, babam Atıf Akın Manisa’ya, İhsan Yalkın Akhisar’a, Selim Akiş Salihli’ye dönmüşlerdir.
Sonraki dönemlerde de Halil Yurtseven, Erdoğan Yetenç, Nahit Yenişehirlioğlu, Kamil Şahinoğlu, Faruk Saydam, Rıza Akçalı, Mazlum Nurlu, Ahmet Orhan hatırlayabildiklerimdir.
Önceki gün dualarla toprağa verdiğimiz Ümit Canuyar da onlardan biriydi. Üç dönemlik görev süresi sonunda Manisa’ya gelmiş, ticari işleri bir tarafa bırakarak serasına çekilmiş kendini toprağa vermişti. Kaptan Bülent Hasgönüllü’nün sosyal medya hesabından paylaştığı veciz yazısının ardından benim Ümit Abi ile ilgili başka şeyler yazmam pek de anlamlı olmayacaktır. O yüzden hatırlayabildiğim bir, iki anekdot anlatmak istiyorum.
2007 seçimleri öncesi adaylığımı açıklamak için basına ve partinin önde gelenlerine bir kahvaltılı basın toplantısı düzenlemiştim. Hem Halil Ağayı hem de Ümit abiyi davet ettim. Halil abi yürüme zorluğundan söz ederek nazik bir şekilde gelemeyeceğini beyan etti. Ümit abi ise başka adayların toplantılarına da gitmediğini o yüzden gelmesinin doğru olmayacağını ve oğlu Cihan’ın orada olacağını söyledi. Teras restorana geldiğimde bir baktım ki; Ümit Canuyar herkesten önce gelmiş masada yerini almış. Ne kadar mutlu olduğumu tahmin edemezsiniz.
Biraz daha gerilere gidelim, sanırım 78 yılıydı. Ümit Canuyar AP merkez ilçe başkanı. Halil Yurtseven milletvekili. Ben de AP Gençlik kolları Genel idare kurulu üyesiydim. Süleyman Demirel Manisa’ya geliyordu, genel Başkanımız Hamdi Üçpınarlar bana destek olmaları için Eskişehir teşkilatına talimat vererek bir otobüs genci yollamıştı. İl binası Hükümetin çaprazındaki şimdiki emekliler parkı karşı köşesindeydi.
Aşağıdaki aşçı dükkanında hep beraber yemeğimizi yedik yukarı çıktık. Afişleme ve boya için malzemeye ihtiyaç vardı. Nişasta istediler, Halil ağa Manisalı gençlerden birine nişasta almasını söyledi. Manisa gençlik kollarının sokak tecrübesi yoktu, o yüzden bir küçük paket nişasta alıp gelmiş. Başladık gülmeye ben, muhallebi yapmayacağımızı tutkal hazırlanacağını söyledim. Ümit abi hemen telefonun yanına geçti bir yerleri aradı ve on dakika sonra bir çuval nişasta geldi, tutkal hazırlandı kovalara dolduruldu. Sabuncubelinden, Çabanisa’ya, İstanbul yolunda da Saruhanlı’ya kadar bütün elektrik direkleri, trafolar, tahta perdeler her taraf kırat ve demirelin posterleriyle donatıldı, yollara, metruk bağ damlarına her tarafa yazılar yazıldı. Böylelikle Manisalılar da Eskişehirli arkadaşlarıyla afişleme ve boyayı öğrenmiş oldular. O gece sadece gençler değil büyükler de çalışıyordu.
Ümit abi de Hükümet caddesinde bayrak asanlara yardım ediyordu. Bu arada bir polis minibüsü emniyet istikametinde yol alırken içinde Eskişehirli çocukları gördüm ve hemen önüne geçip durdurdum. Polisler indiler sen kimsin diyerek beni de almaya kalktılar, içlerinden biri tanıdı bir şeyler söylerken Ümit abi yetişti, kısa bir tartışmadan sonra polisler çocukları bıraktılar.
Yıl 1986, ara seçim var, Ümit Bey Manisa ikinci bölgede DYP adayı. Demirel’in geçeceği yollarda gece yarılarına kadar insanlar bekliyor, otomobil lastiklerini yakarak varlıklarını belli ediyorlar.
Sinemacı Hasan diye tanınan arkadaşımız Canuyar’ın gittiği yerlere önden giderek gür sesiyle ortalığı ayağa kaldırıyor: “Hanyalı Hanya’ya, Konyalı Konya’ya”. Malum birinci bölgede Sümer Oral’ın rakibi süper müsteşar Girit Hanya’dan Ekrem Pakdemirli. Canuyar’ın rakibi de Konyalı Mehmet Keçeciler. Gördes ve Demirci’de kafalar biraz karışıyor zira Gördes’in Güneşli kasabasına o zamanlar Hanya deniyor. Hasan’ı uyarıyoruz o da sakın yanlış anlaşılmasın Gördes Hanya değil Girit Hanya diye arkadan açıklıyor.
Önceki gün cenazesinde Doğru Parti Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu da vardı. Ferdi Zeyrek, Turan Arınç, Cengiz Üretmen, Semih Balaban birlikte sohbet ettik. Eski partililerle resimler çektirdik. Rıfat beyin bir sözü altı çizilecek nitelikteydi.
Kalabalığı işaret ederek bu arkadaşların hepsi farklı partilerde, DP’lisi, DYP’lisi hatta AKP’lisi, MHP’lisi CHP’lisi var ama bu aşina yüzler hepsi AP kökeninde yetişmiş, bu damarı kimse görmezden gelemez. Bu kadro güçlenir bir ve beraber olursa AKP de kalmaz ülkemizde sorun da diyerek doğru bir tespitte bulundu.
Merhum Canuyar’la son yıllarda konuştuğumuz mevzu da hep buydu zaten. Manisa’nın akil abisiyle, DP’yi merkez sağı, nasıl ayağa kaldırırız onu konuşuyorduk. Tespitlerimiz hep örtüşüyordu. Kendisi bu birlikteliği göremedi ama inşallah evladı Cihan’la bunları artık kuvveden fiile geçirme zamanı geldi.
Kalın sağlıcakla…