Kış geldi kar kapıda değil artık salgın her yerde doktorlar çaresiz hastaneler yetersiz yoğun bakımlar yersiz. Nüfus, göç mülteci derken duyan geliyor. Salgına çare ilaç yetersiz kalıyor. Doğal korunma ve tedavi direnç bağışıklık. Portakal limon mandalina bol tüketilmeli ama yok alışıklık. Allah vermiş maşşallah ama yerlere dökülüyor. Sıktın mı limonu, suyu dirseklerden akıyor. Bereketli mahsul, bu yıl salgını biliyor olmalı.

Toplanmıyor limon bir lira mandalin elli kuruş portakal buruş buruş. Maksat, sebze meyve halinde fiyatlar düşmesin. Nakliye yüksek, üretici aracıya satmak zorunda, birileri kazanıyor ama kaybeden portakala oluyor. O da yalnız başına çıkıyor yolculuğa. Sıkılmış suyu çıkarılmış naylon poşete konulmuş şekilde yanına mandalin ve sapsarı limon geliyor.

Her sabah önce dolu olan çöp bidonlarına uğranılır, sıkılmışlar poşetiyle beraber sokak boyunca dizilmiş bidonlara atılır. Daha arkamızı dönmeden çöp kamyonu, bekle bi trafik rahatlasın. “Mesai başladı ya, boş mu duralım.” Geç başla geç bırak kardeşim. Çözüm bulalım. Kim?

Çöp kamyonu boşaltım merkezine gider. Poşetlikler akibetlerinin ne olacağını bilmezler zaten dışarıda ne olup bittiğini de görmezler. Dökülenleri iş makinası loder toplar turkuaz mavisi yolculuğa çıkarlar.

Nereye geldik deyip konteyner kalkarken, ağzı açık poşetten  Kırkağaç/Süleymanlı İstasyonda olduklarını anlarlar. Konteyneri omuzlayan fantuzzi (konteyner yükleme forklifti) iki tarafından kucaklar gibi kaldırır. Tren katarına koyar rahatça. Bir iki üç beş onbeş konteyner derken, ipe dizilir gibi otuzbeş olurlar. Lokomotifin raylardaki dönme sesine tiz bir siren sesi karışır. Yolculuğa davettir bu.

Portakal söylenir, “bindik bir alamete gidiyoruz selamete” mandalinayla limona. Büzüşük limon sessiz mandalin o haliyle meraklı. Az değil uz giderler bir başka istasyonda (Muradiye İstasyonuna) yine bir başka fantuzzi marifetiyle konteyner ile birlikte inerler. Aslında inmezler bir başka tıra binerler. Çok kısa süren sallan yuvarlan bir yolculuktan sonra Manisa Büyükşehir Belediyesi Katı Atık Bertaraf Tesisi Uzunburun’a gelirler. Meyve sıkacağından kurtulduk biz nereye geldik şaşkınlığı ile tesiste ayıklanarak son yolculuklarına uğurlanırlar.

Mizansen olarak yazdığım bu hikaye aslında bir gerçeği anlatıyor. Evsel katıatıkların sokak sokak ilçe ilçe toplanıp nasıl bertaraf edildiğini. 17 ilçesi olan Manisa Büyükşehirde işyeri ve konutlarda tüketilen gıda ve diğer atıkların doğaya bırakılması veya açık alanlarda depolanmasının, çöp dağlarının yerini modern bir tesis almıştır. (2017) Hem de Türkiye’de bir ilk olan, çevresel ve evrensel bir şekilde demiryolu taşımacılığı ile. (2021)

2017 yılında katıatık bertaraf tesisi faaliyete geçti. İzmir’e 25 km mesafede olan Manisa’nın, en yakın iki ilçesi Saruhanlı ve Turgutlu 20 km, diğer ilçeler en uzağı Selendi Demirci Gördes 150-200 km uzaklıkta yani bir çemberin iç çeperine dayanmış Manisa, diğer ilçeler çemberin en uzak çeperlerinde. Katı atıkların nakli büyük dert. Tırlar yollarda boş gidiyor dolu geliyor. Bir tır sabah gidiyor akşama dönüyor daha dönmeden bi tırdan fazla çöp atık o ilçede bir sokakta o bölgede yine birikiyor. Mekik olsalar yetişemezler. Mazot almış başını gidiyor. Karbon salınımı çevre kirliliği cabası.

İşte bu iş de uzun uğraşlar sonunda çözülüyor. Saruhanlı, Turgutlu, Demirci, Selendi, Gördes, Akhisar, Sarıgöl, Salihli, ve Kırkağaç’ta transfer istasyonları yapıldı. Buradan tırlara yüklenen atıklar demiryoluyla nakliye istasyonlarına taşınıyor.Akhisar istikametinde Süleymanlı toplama istasyonu, Turgutlu yönündeki Alaşehir Killik’te. Bu istasyonlarda çöp konteynerleri demiryolu tabiriyle iki akslı vagonlara yüklenir. Tırın işi burada biter kısa mesafedeki ilçelere çalışır.

Muradiye İstasyonunun sol tarafında gördüğümüz Turkuaz renkli konteynerler; portakal, limon, mandalinanın yaptığı yolculuk hikayesinin geçtiği kahramanlardır.

Gelişmişlik göstergesi çöplerin hikayesi bu.