Kış henüz çıkmadı ama gün, gün bahar da yüzünü gösteriyor, aldanmamak gerekir. Ben herhalde aldananlardandım, birkaç gündür yorgan döşek yattım. Artık yıllardır alışık olduğunuz Perşembe yazılarım da bu hafta aksadı. Bugün işbaşındaydım ve hemen telafi etmek için bilgisayarın başına geçtim. Geçtiğimiz hafta Gaziantep’teydim, Pazar günü döndüm ama Salı gününden itibaren hastalık belirtileri başladı anlaşılan şifayı orada kapmışım, hem hava değişimi hem de nemli hava direncimi kırmış herhalde. Bugün gayet iyiyim ve alışık olmadığınız bir günde karşınızdayım.
Gaziantep’in bende ayrı bir önemi vardır. 28 Şubat sürecinde TARİŞ Genel Müdürlüğü görevinden alınınca Güneydoğu Birlik’te sürgüne gönderilmiştim. Hani mağdur edebiyatı yapmak modadır ya biz onu hiç yapmadık, paşa, paşa gittik çilemizi çektik başımız dik döndük. Siyaseten açtırılan Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin inceleme ve soruşturmalarından da alnımızın akıyla çıktık. Hakkımızda asılsız iftira mektuplarının altına imza koyanlar ise bir şekilde cezalarını çektiler, kamu vicdanında da mahkum oldular. Dün 28 Şubatçılara el ovuşturan bu zevat bugün de AKP’ne yalakalıkta sınır tanımıyorlar. Neyse geçelim bunları, geçmiş geçmişte kalmıştır.
Güneydoğu Birlik maalesef kapanmış, ya da işletme faaliyetine son vermiş. Son birkaç yıldır Antep fıstığı fiyatlarındaki aşırı artışın nedeni de bu olsa gerek. Sadece fıstık mı? Kırmızıbiber fiyatları da tavan yapmış, bir taraftan da Kanada’dan mercimek ithal ediyoruz. Peki üreticinin kazancı artıyor mu? Ne gezer. Maalesef AKP iktidarı birliklerin önemini kavrayamadı. Güneydoğu Birlik hem ortağına tatmin edici fiyat veriyor, hem de piyasaya uygun fiyatla işlenmiş ürün sunarak piyasa yapıcı rol üstleniyordu. Devreden çıkınca tüccar hem üreticinin ürününü yok pahasına alıyor hem de fahiş fiyatla satarak aşırı karlar elde ediyor. Tabi bu Antep’in ünlü baklavalarına da yansımış durumda. Geçtiğimiz yıl 60-65 TL’ye satılan baklava bu yıl 85 TL’den başlıyor. Fıstık oranı arttıkça fiyat 140 TL’ye kadar çıkıyor. Demirci’de Antep fıstığı üretimi son yıllarda artış gösteriyor. Ziraat Odası başkanımız Mehmet Karakaya ile görüştüm, Antep’ten gelen tüccarlar 25-30 TL fiyatla ürün alıyorlarmış. Geçenlerde ağaç altı denilen ağızları %90 oranında doğal olarak açılan fıstıklarını bir üreticimiz 43 TL’den vermiş ama bu fiyata verebilen başka üretici hiç yok. Bu kalite ürünün Gaziantep’te satışı ise 75-80 TL. Neredeyse %100 kar, hadi nakliyesini, komisyonunu, perakende karını düş gene de üreticinin yediği kazık ortada. Pul biber fiyatları 30-50 TL arasında. İktidar manavlık peşinde koşacağına üreticiyi ve kooperatifleri destekleyecek, piyasayı regüle edecek formüller üzerinde kafa yorsa daha hayırlı iş yapmış olacaktır.
Antep’e gidip de siyaset konuşmadan olur mu? Orada da halkın nabzını tutmaya çalıştım. Halk, belediyelerden çok da memnun değil, ama muhalefet de alternatif üretememiş. Celal Doğan için eğer HDP’den vekil olmasaydı bugün %100 kazanırdı deniliyor. Kimileri de hafıza-i beşer nisyan ile maluldür sözünü hatırlatarak, Celal Doğan sahaya inince o iş unutulur diyor. Ne de olsa onca yıl geçmesine rağmen hizmetleri unutulmamış. AKP’li belediyeler ise yeşili yok edip betonlaşmadan başka iş yapmamışlar. Tramvaydan başka yeni bir hizmet sadece beton yığınları ve AVM’ler. Civardan ise değişik sesler geliyor. Komşu Şanlıurfa ilçelerinde Demokrat Parti adaylarından başkaları konuşulmuyormuş, Büyükşehirde ise Saadetten aday olan Sabahattin Cevheri’yi destekleyeceklermiş. İskenderun da aynıymış. Anlaşılan DP bu seçimin sürpriz partisi olacak.
Büyükşehirlerde ise Mersin favori gözüküyor. Muğla ise ortada, Manisa’da da her an sürpriz beklenebilir. Sahadan gelen haberler öyle gösteriyor. Ayrıca Manisa’da DP’nin Şehzadeler ve Yunus Emre’de gösterdiği adaylar da tutmuş gözüküyor.
Mersin’den söz açılınca hemen belirtmek isterim. Maalesef birçoklarının alternatif olarak gördüğü İYİ Parti, parti olamamıştır. Sayın Kocamaz bana göre vahim bir hatanın kurbanı değil resmen ihanete uğramış bir siyasetçidir. Bu ihanet sadece ona mıdır? Sayın Meral Akşener de bu ihanetin kurbanıdır. Bu ihanete yol açanlar ise partinin temeline dinamit koymuşlardır. İYİ Parti’nin MHP taklidi dar kalıplara sığmaya çalışan bir parti olma ısrarında olduğu sürece yaşama şansı yoktur. Genel seçimlerde söyledik, yerel seçim aday listeleri hazırlanırken de söyledik ama ne yazık ki partinin kurmayları siyaseti bilmiyorlar. Bedelini ağır ödeyecekler. Neyse ki; Demokrat Parti Mersin’deki ihaneti telafi etti hem kendisi güç kazandı hem de sayın Kocamaz’ın gücüne güç kattı. Şimdi dar kafalı bir takım sığ siyasetçiler Kocamaz’ı suçluyorlar. Bunlar ya siyasi geçmişimizi bilmiyorlar ya da kafalarını kuma gömmüşler etrafı göremiyorlar. Demokrat Parti bu ülkede millet için siyaset yapan bütün partilerin anasıdır. Demokrat Parti Bayrak Şairi, Fetih Marşının yazarı Arif Nihat Asya’nın partisidir. DP Türk milliyetçilerinin öğrenci lideri Tevfik İleri’lerin, Türk Milliyetçilerinin ilim ve kültür adamları Ahmet Nihat Akay’ların, İlhan Darendelioğlu’ların, Ayvaz Gökdemir’lerin, Mustafa Kemal Erkovan’ların partisidir. Ülkücüyüm diyerek sağa sola çamur atanlar böylesine ilim ve kültür adamları artık çıkaramıyorlar. Nedenini düşünüp bulmalılardır.
31 Mart sürprizlere gebedir. Millet artık kavga, dövüş, kutuplaşma, sığ siyaset istemiyor. Yalan, dolan, Bizans entrikaları, çamur at izi kalsın politikaları istemiyor. Barış istiyor, kardeşlik istiyor, kucaklaşmak istiyor, hizmet istiyor. Refah istiyor, mutlu olmak istiyor, yarınından emin olmak istiyor, huzur istiyor, demokrasi istiyor, adalet istiyor. Onun için ülkenin her tarafında, bugün de İzmir’de çoban ateşleri yanıyor. O çoban ateşlerinin gücü Demokrat Partiyi de 31 Mart’ta başarıya ulaştıracaktır.
Her şey daha güzel bir Türkiye için. Kalın sağlıcakla.