11 Şubat 1961 Adalet Partisinin kuruluş yıldönümüdür. Adalet Partisinin iktidar olduğu günleri yeni kuşaklar bilmezler. Tek başına iktidar olduğu 1965-1971 döneminde %5 enflasyon ve %8 kalkınma hızıyla Türkiye’de en istikrarlı dönem yaşanmış, halkın refah ve saadetinde ciddi ilerlemeler kaydedilmiştir. Yeni Türkiye Partisi (YTP) gibi demokratların aklını karıştırmaya yönelik olarak darbecilerin desteğinde kurulan parti ile, demokratların oyuna göz diken Osman Bölükbaşı’nın Milet Partisine rağmen 65 seçimlerinde %53 oy alarak rekor kırmıştır. Aradan geçen 55 yıla rağmen AP’nin aldığı bu oy oranına yaklaşan başka bir parti olmamıştır.
11 Şubat, 12 Eylül 1980’e kadar balolar, mitingler, kapalı salon toplantıları, seminerler ve konferanslarla anılmıştır. 12 Eylül sonrası bu kutlamalar yer altına inmiş, siyasi faaliyetlerin yeniden başlamasıyla da her türlü yasal ve inzibati kovuşturmalara uğrama bahasına DYP tarafından kutlanmıştır. 1992 yılında mahkeme kararı olmaksızın keyfi olarak kapatılan partilerin yeniden açılması bir yasayla kabul edilmiştir. Böylelikle AP o tarihte yeniden açılmış ve en son büyük kongresine katılan delegelerle yeniden büyük kongre toplanmıştır. Ben de en son büyük kongrede o tarihteki tüzük uyarınca gençlik kolları seçilmiş GİK üyesi sıfatıyla doğal delege olarak oy kullanmış ve bu sebeple 1992 kongresi delegesiydim.
14 yıl içinde delegelerin bir kısmı vefat etmişlerdi ama kalanlar çoğunluğu teşkil ediyordu. Siyasetten çekilmiş, ANAP ve MDP’ye katılmış birçokları da kongreye katıldılar. Merhum Dr. Sadettin Bilgiç ile yasakların kalkmasını müteakip DYP’ye katılmayan Aydın Menderes partinin açık tutulmasını savunuyorlardı. Merhum Demirel ve DYP duayenleri ise AP kapandığında çocuk olanların şimdi oy kullandıklarından bahisle DYP’nin daha fazla tanındığına işaret ettiler. Sonunda yapılan oylamalarda AP büyük oy farkıyla DYP’ye iltihak etti. Yani AP, DYP’de yeniden vücut buldu. 27 Mayıs 2007 kongresinde ise DYP isim değiştirerek Demokrat Parti adını aldı. Yani bugünkü DP, DYP ve AP’nin ta kendisidir. Kadim Demokrat Partinin ise sadece adını almış bulunmaktadır. Zira DP hayatta kalan çok az sayıdaki delege ve mebuslarının katıldığı çekişmeli bir kongrede devam kararı almış DYP’ye katılmamış, sonrasında ise güdük kalmış ve kapanmıştır. İsim hakkını ise DYP(DP) almıştır.
11 Şubat AP’nin kuruluşunu DP önceki yıllarda kutlardı. Partinin yasal kuruluş günü olan 23 Haziranda da uzun zamandır bir etkinlik yapılmıyor. Yasal olarak olmasa da mirasçısı olduğunu ifade ettikleri ve adını taşıdıkları kadim DP’nin kuruluşu olan 7 ocakta da bir beyanat dışında bir şey olmuyor.
Geçtiğimiz hafta sonu Saadet Partisini Kudüs mitingi vardı. CHP Genel Başkanı ile birlikte DP genel başkanı Gültekin Uysal da oradaydı. Güzel de bir konuşma yaptı. Akşam haberlerinde Fox ve ödediğimiz vergilerle, TRT payları ile yayın yapan TRT dahil hiçbir kanalda adı bile geçmedi. Sözcü gazetesi bile toplu resim koymakla beraber adını geçirmedi. DP yetkilileri haklı olarak buna büyük tepki verdiler. Sosyal medyada Fox ve Sözcü gazetesini eleştirdiler. Ertesi günü Sözcü kerhen 8. Sayfada özür yayınladı. Hiç yoktan iyidir.
İğneyi başkasına batıracaksan, çuvaldızı da kendine batırmak gerekir. TV’lere çıkmıyoruz, gazetelerde görünmüyoruz diye yakınarak, ne idüğü belirsiz, marjinal bir danışman bozuntusunu getireceksin ondan medet bekleyeceksin. Abuk subuk, manifestolar yazdıracaksın, paralar harcayıp binlerce insanı Ankara’ya toplayacaksın, yeni nesil politikalar adı altında geçmişine sövdüreceksin. Marjinalliğe prim vereceksin. TV’ler bir saniye bile göstermeyecek, iş işten geçtikten sonra kapıyı göstereceksin. Sıfıra sıfır elde var sıfır, olan kıt kaynaklarından yaptığın masraflara oldu.
Haber olmak istiyorsan özüne döneceksin, marjinallere değil demokratlara kucak açacaksın. Partinin geçmişine, değerlerine sahip çıkacaksın. Aksiyonların, söylemlerin hep o yönde olacak.
11 Şubat bir fırsattı, değerlendiremedin. AP’nin hayatta kalan sembol isimlerini yanına alacaktın, gençlik kollarını, Ankara teşkilatlarını Güniz sokağa yığacaktın. AP’nin hangi zor şartlarda kurulduğunu anlatacaktın yeni nesillere.
27 Mayıs darbesi çoğunluğu alt düzey subaylardan oluşan, en yüksek rütbelisi albay ve tek bir tüm general lideri olan (Cemal Madanoğlu) düşük profilli bir cunta tarafından yapıldı. 3. Ordu komutanı orgeneral Ragıp Gümüşpala bu alt rütbeli cuntaya karşı ordumla beraber Ankara’ya yürüyorum deyince iş değişti. Apar topar Kara kuvvetleri komutanı Cemal Gürsel’i başa getirdiler, Madanoğlu’nu geri çektiler, Gümüşpala’yı yatıştırdılar. Ancak bu yetmiyordu, Gümüşpala’yı ordusundan koparıp pasifize etmeleri gerekiyordu, Genel Kurmay başkanlığına getirip eylemsizleştirdiler üç ay sonra da başta Gümüşpala olmak üzere DP’ye sempati besleyen ve darbe taraftarı olmayan 5000 subayı bir gecede emekliye ayırdılar (Eminsu’lar).
Aynı günlerde Ankara’da Dr. İhsan Önal, İzmir’de Yassıada’dan yeni çıkmış Mehmet Yorgancı ve Eminsu’lardan Şinasi Osma DP’nin devamı niteliğinde siyasi bir oluşum içindeydiler. Hareketin fiili lideri Mehmet Yorgancı idi. Ancak, kamuya mal olmuş, tanınmışlığı olan birini arıyorlardı. Gümüşpala da görevden aındıktan sonra İzmir’e gelmişti. Şinasi Osma, Mehmet Yorgancı ve Gümüşpala İzmir Konak meydanındaki tarihi bir otelde bir araya geldiler. Saatler süren görüşmeler ardından Gümüşpala ikna oldu ve AP’nin kuruluşu için ilk adım atıldı.
Güniz sokakta kalkıp bunları anlatacaktın. Sonra toplanan kalabalıkla birlikte Kuğuluparka inip vatandaşa karanfil dağıtacaktın. Aynı kalabalıkla birlikte Tunalı Hilmi’de yürüyecek esnafa, vatandaşa selam verecektin. Arada hesapta olmayan olaylar da olacaktır ebette. Belki bir gariban “Demirel’in veliahtı hoş geldin” diyerek nara atacak. Belki bir başka gariban kurtarın bizi diye bağıracak. Bir sokak çalgıcısı İzmir Marşını çalacak, kalabalık toplanacak hep birlikte marş söyleyeceksiniz. Bu saydıklarımın hepsi haberdir, hepsi gazetelerde, TV’lerde yer alacak niteliktedir. Benden söylemesi.
AP’nin kuruluş yıldönümü kutlu olsun. Yeniden huzur ve refaha, müreffeh büyük Türkiye’ye ulaşmak için elbirliği ile mücadele gerekir. Herşey Türkiye için. Kalın sağlıcakla…