Eşeğinizi önce sağlam kazığa bağlayın, sonra Allah’a emanet edin diye bir atasözümüz vardır. Yani demek istenmiştir ki; siz önce bütün önlemlerinizi alın, yapılması gerekenleri yapın sonra Allah’a dua edin, takdiri ona bırakın. Aracınıza kasko yaptırıyorsunuz, dairenize çelik kapı yaptırıp, alt katlardaysanız camlara demir parmaklık taktırıyorsunuz, bir şey olmaz Allah’a emanettir demiyorsunuz. Her konuda durumuna göre kendinizce bazı tedbirler almaktan kaçınmıyorsunuz. Ancak her nedense hem deprem konusunda hem de salgın hastalıklarda bazı kimseler çok vurdumduymaz davranmayı adet haline getirmişler. Teşbihte hata olmaz derler ben de bugün atasözümüzün gereği olan konuları ele alıp doğruları da yanlışları da ortaya koymaya çalışacağım.
Öncelikle şunu ifade etmeliyim ki; Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca başından beri krizi iyi yönetmiş, topluma da güven vermiştir. Elbette ki bazı eksiklikler, hatalar olabilir ya da bazı durumlarda gecikilmiş de olunabilir. Hatta çok ketum davrandığı için eleştirenler de olabilir ama şunu kabul etmek gerekir ki böyle bir hadise 100 yılda bir geliyor ve kimsenin deneyim sahibi olması beklenemez. Sayın Koca, bir siyasetçi gibi değil bir hekim gibi davranmış bilime önem vermiştir. Duygularıyla değil, ihtisasa saygı duyup aklıyla hareket etmiştir.
Öte yandan Sağlık Bakanlığımız, Bilim Kurulumuz diğer ilgili ve sorumlu kuruluşlarımız, hekimlerimiz ve sağlık çalışanlarımız, bilim adamlarımız bu musibetin def-i için büyük bir gayretle çalışırlarken toplumumuz acaba yeterince bilinçli ve duyarlı davranıyor mu? Ne yazık ki ben çok emin değilim. Bu kanıya varmamı da işaret eden o kadar çok hadiseye tanık oluyoruz ki, gerçekten ürkütücü.
Çok şükür ki Meclis Başkanımız umre dönüşü VIP salonundan geçerek karantina uygulamasından kaçan milletvekilleri olduğu iddialarını yalanladı ve bir ölçüde yüreğimize su serpti. Sayın Şentop zorunluluk nedeniyle yurt dışında bulunan 31 vekilin ise yurda dönerek evlerinde kendilerini izole ettiklerini duyurdu. Bunlar güzel haberler ancak VIP salonunu sadece mevcut vekiller kullanmıyor eski vekillerin de bu hakkı var. Acaba sosyal medyada yaygın olarak paylaşılan haberde konu edilen vekiller eski vekiller miydi diye de insanın içine kurt düşüyor. Ciddiye alınması ve takip edilmesi gerekir diye düşünüyorum.
Gelelim umreci dostlarımıza. Allah ziyaretlerinizi kabul etsin. Ziyaretlerinizi diyorum çünkü umre bir ibadet değil, kutsal mekanların ziyaret edilmesini içeren turistik bir gezidir. Bu ziyaretler esnasında yapılan ibadetlerin, edilen duaların elbette yararı vardır ve en önemlisi de tabi ki o kutsal mekanlarda bulunmanın size verdiği manevi haz ve huzurdur. Ancak kutsal mekanlarda bulunmanın sizleri hastalıklardan, musibetlerden, virüslerden, kaza ve beladan koruma açısından bir yararı olmaz. Sizleri koruyacak olan önce gerekli önlemleri almak, yani önce eşeğini sağlam kazığa bağlamak sonra Allah’a dua etmektir. Dualarınızın kabulü için umrede bulunmak ya da sadece ibadet etmek yetmez. Yüce Kuran’da belirtilen şekilde iyi insan olmak gerekir. Sadaka vermek, İyilikler, hayır ve hasenat, insanlığa yararlı işler yapmış olmak, kul hakkı yememiş olmak, insanlara kötülük yapmamış olmak, adaletli olmak, tartıya, ticarete hile karıştırmamış olmak, çıkarın için yalan söylememiş olmak, başkalarına bilerek zarar vermemiş olmak gerekir. Tabi ki takdir yüce rabbimizindir.
Umre ziyareti mekanları özellikle Çin teması olması muhtemel Malezya ve Endonezya gibi Müslüman ülkeler ve virüsten önemli ölçüde etkilenmiş İran’dan gelen Müslümanların da bulunduğu kalabalık yerlerdir. Dolayısıyla umrede bulunanların virüs taşımaları da kuvvetle muhtemeldir. Bu bakımdan karantina kararı son derece doğrudur, hatta geç kalınmıştır. Maalesef Diyanet İşleri bu konuda sınıfta kalmıştır. Zira sağlık bakanlığının ihtisası dışında olan umre konusunda çok önceden uyarmaları gerekirdi.
Bu kadar büyük risk taşımalarına rağmen Gölbaşı ve Konya yurtlarında karantina altındaki umrecilerin isyanına ne demeli? Yazık! Demek ki, hala yeterli bilinç verilememiş. Polisimize tükürecek kadar ileri giden cehaletin içinde olanların bile olduğu söylendi. Aklı başında ve kurallara harfiyen uyanları tenzih ederim ama oto kontrolü de kendi içlerinde sağlamaları gerekir diye düşünüyorum.
Sınıfta kalan bir başka kurum ise bugüne kadar takdir ettiğim hemşerimizin başında bulunduğu Gençlik ve Spor Bakanlığı. KYK yurtlarında hem kapı önüne konulan öğrencilerin yaşadığı sıkıntı ve ilk gün umrecilerin isyanına sebep olan düzensizlik ve tedbirsizlikler gözler önünde cereyan etti. Diğer bir eksiklik ise liglerin ertelenmemiş olmasıdır. Bunun inisiyatifinin federasyona bırakılması ise bana göre gaflettir. Umarım Sayın Cumhurbaşkanının da başkanlık edeceği şu sırada yapılmakta olan toplantıda bu konuda bir karar çıkar. Fernando Muslera’nın sözleri yabana atılmamalıdır. Erteleme için illaki İtalya, İspanya liglerindeki gibi vaka mı yaşanması lazım? Federasyon maalesef bunun idrakine varamamıştır.
Yasaklamalara, uyarılara ne derece uyulduğunu televizyonlardan takip ediyoruz. İzmir, Samsun, Antalya gibi iller büyük ölçüde uyum gösteriyor. Ancak Şanlıurfa’dan gelen haberler pek de iç açıcı değil. Cami cemaatleri “Coronanın feriştahı gelse bize bir şey olmaz deyip cemaatle namaza devam ediyorlarmış. Bu işin hiç mi hiç şakası yok herkes gerekeni yapmalı tedbirlere uymalı.
Ya acil ihtiyaç malzeme üreticilerine satıcılarına ne demeli? Ticaret Bakanı göz açtırmayacağız dedi ama halen daha fahiş fiyatlar devam ediyor. Bir ülkede alkol stokları nasıl biter? Kolonya yok satıyor, sanki bugüne kadar hijyen faktörünü kimse bilmiyormuş gibi. Sanayi bakanı şeker fabrikaları alkol üretecek dedi ama hani nerde? Bizim TARİŞ de sınıfta kalanlardan. İncir Birliğinin kolonya tesisine ne oldu? Tedbirler açıklandığı gün internetten takip ettim AYMA’nın sitesinde tüm kolonya çeşitleri tükendi yazıyor. Ankara TARİŞ mağazasında da yok. Eğer Tarım Bakanlığı veya TAPDK alkol üretim ruhsatlarına kısıtlama getirdiyse, zorlaştırdıysa bu büyük bir hıyanet demektir. Bunun savaş hali var, bugünkü gibi salgın hastalık hali var, Kabe bile, camiler bile alkol bazlı dezenfektanlarla temizleniyor bu neyin kafasıdır?
Kısacası vatandaş şaşkınlık içerisinde, ne yapacağını bilmez halde. Devletin uyarılarına duyarlı olmak, alınan tedbirlere harfiyen uymak gerekir. Bu işin şakası yok, zorunlu olmadıkça sokağa çıkmayın, çıktıysanız kimseye 2 metreden yakın durmayın. Kırlara, bahçelere gidin temiz hava, bol güneş alın.
Hoşçakalın, evde kalın, sağlıkla kalın.