Bugünkü konu içeriği olarak küçük yaşlarda ve özellikle bebeklik dönemlerinde temelleri atılan bağlanma türleri ve ebeveynler ile olan bağın çeşitliliğine göre gelecek yaşamımızdaki sonuçlarının ne olduğundan bahsedeceğiz. Küçük yaşlardan itibaren ebeveynlerimiz ile olan bağımızın günümüzdeki ilişkilerimizle doğrudan etkili olduğunu biliyor muydunuz? Bilmiyor isek bugünkü konu ile daha da farkında olacağız ya da biliyor ise de daha da birikim sağlayacağımız bir yazı olacaktır.
Doğumundan itibaren yaşam deneyimi sıfır olan bebekler ilk öğrenimlerini onlara bakım veren anne, baba, bakıcı, anneanne, babaanne, dede gibi aile bireyleri sayesinde birikim sağlamaktadır. En önemli bakım vereni olan anne ile hem fiziksel hem de duygusal ihtiyaçlarını karşılayacağı bir bağ oluşturmaya başlar. Oluşturulan bu bağ kişinin ilerleyen yaşlarında güven duygusu, kişilik gelişimi, ikili ilişki oluşturma ve sürdürme gibi konularda belirleyici olmaktadır. Yıllar içinde yapılan araştırmalar sonucunda en çok kabul edilen dört ana bağlanma çeşidini sizlerle paylaşacağım. Sizler ise bu dört farklı bağlanma çeşidinden hangileri ile benzerlik yaşadığınızı bulabilirsiniz. Bu dört çeşitte bebeklikte oluşma koşulları ve gelecekteki sonuç kısımlarını da bulabileceksiniz.
-Güvenli Bağlanma; geliştirilen bu stilde bebekler ile anne arasında pozitif bir sürecin varlığını görmekteyiz. Çocukların güvende/güvenli hissettiği, meraklı, özgüven sahibi bir yapıya sahip olduğu ve bu durumun annenin vermiş olduğu tutarlı ve hassas bir davranış ve tutum sayesinde olduğunu belirtilmektedir. İlerleyen yıllarda ise kişi karşımıza; sosyal ilişkilerinde aktif, eşitlikçi, özgürlükçü ve daha tutarlı ve uzun süreli ilişkiler içerisinde olduğu gözlenmektedir. Romantik ilişkilerinde partnerine değer veren, destek olan, ihtiyaçlarını karşılayan ve ilişkisi için çaba gösterici bir yapıya sahip olduğu gözlenmektedir.
-Kaygılı Bağlanma; bu stilde ise anne ile çocuk arasında kimi zaman tutarlı kimi zaman ise daha tutarsız bir süreç gözlenmektedir. Bu sayede daha güvensiz, kaygılı ve öfkeli bir yapıda olan çocuklarla karşılaşabilmekteyiz. Anne tarafından sergilenen tutarsız eğilim çocukların ihtiyaçlarının karşılanabilme durumundan emin olmamasını sağlamaktadır. İlerleyen yaşlarda ise karşımıza küçük yaşlarda karşılanmayan ihtiyaçları sebebiyle duygusal bir açlık hisseden ve partnerinden bunu karşılama ve bu ihtiyaca uygun partner arama süreçlerine giren yetişkinler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Kaygılı ve süpheli bir tutum ile partnerlerine yaklaşırlar. Partnerlerinin duygu durumlarını sürekli şekilde sorgulayan, daha talepkar, daha sahiplenici bir tutum sergilemektedirler.
-Kaçınmalı Bağlanma; çocuklarda daha isteksiz, daha meraksız ve daha az duygusal bir yapı gözlenmektedir. Anneler ile kayıtsız ve uzak seyreden bağlanma süreçleri sonucunda ihtiyaçlarının tam olarak karşılanmayacağı hissi bilinçaltında yer edinmektedir. Bu tutumdaki çocukları ilerleyen yaşlarda daha içe kapanık ve sosyal izolasyona sahip yetişkinler olarak karşımıza çıkmaktadır. İkili ilişkilerden kaçınan ve ihtiyaçlarının karşılanmayacağı bir düşünceye sahip olduğu için uzak durma eğilimi içerisinde olmaktadırlar. Kendi yarattıkları konfor alanından ya çıkmak istemezler ya da sık sık konfor alanına dönüşler sergilemektedirler.
-Karmaşık Bağlanma; çocukluklarında güvenlik ihtiyacının sağlıklı şekilde oluşmadığı bu stilde çocuklarda depresif, korkulu ve asabi bir durum karşımıza çıkmaktadır. Anne tarafından sergilenen pasif, baskıcı ve aşırı değişken tavır sayesinde bakım vereninin ihtiyaçlarını karşılama noktasında emin olmamaktadır. Ebeveyni ile güvenli bağ kurmak istedikçe sağlıklı bağlanmayı oluşturamayan kişi daha korkulu, kaygılı ve depresif bir ruh haline bürünmektedir. İlerleyen yaşlarda ise sağlıklı ikili ilişkiler kurmak isteme düzeyi ile istememe düzeyi birbirine yakın şekilde oluşmaktadır. Kararsız bir tutum sergilerken içinde bulunduğu ilişkilerde ise güvenlik ihtiyacını karşılamakta zorlanırlar. Terk edilme korkusu yaşarlar. Daha tutarsız ilişkiler yaşamaktadırlar.
Belirtilen bu stiller yaşam içerisinde farklı şekillerde değişebilmekte ve farklılığa uğrayabilmektedir. Ancak bebeklikten itibaren temelleri atılan bağlanma stilleri bu dört temel üzerinde şekillenmektedir. Hem kişinin kendisine hem de çevresine yönelik önemli bir farkındalık konusudur. Şimdi sizlerin de hangi stilde bir bağlanma türüne sahip olduğunuzu düşünmenizi istiyorum.
Keyifli ve bol farkındalıklı günler diliyorum.