İki aya yakındır izoleyiz, daha Hükümet karar almadan kendi kendimizi zaten eve hapsetmiştik. Acil durum olmadıkça evden çıkmıyorduk. Atmış beş yaş ve üstüne yasak gelince de zaten kurallara uyan bir vatandaş olarak evde kalmanın keyifli taraflarını aramaya başladık. İstesem bir yolunu bulamaz mıydım? Siyaset yapıyorum, evimden yazsam da köşe yazıyorum, gazeteci sayılırım, araştırmacıyım, danışmanım. Yani istesem yasaktan istisna sayılabilirdim. Kaymakamlıktan izin belgesi alır sosyal mesafeyi koruyarak rahatça dışarı çıkabilirdim. Yapmadım; topluma örnek teşkil etmesi gereken bir kişi olarak evde kalmayı yeğledim.
Şikayetçi miyim? Değilim…
Uzun zamandır yapmak isteyip de yapamadığım şeyleri oturup laptopumun başında yapıyorum. Yarım kalan çalışmalarımı, araştırmalarımı, yazmakta olduğum kitapları tamamlamak üzereyim. Bir süredir ihmal ettiğim eski dostları arayıp gönül almaya, telefon rehberini güncellemeye, eski fotoğrafları dijital ortama aktarmaya fırsat buldum. Yeni şeyler öğrendim, artık sanal marketlerden alışveriş ediyorum. Gerçi dokunup seçemiyorum ama inanın benim seçeceğimden daha taze ve güzeli geliyor çünkü onlar tezgahtan değil direk depodan en tazesini ve el değmemişini paketliyorlar. Bizler sorumluluk taşıyan insanlar olarak pandemide mücadele nasıl yapılması gerekiyorsa öyle yapmaya özen gösteriyoruz.
Peki ya dışarıdakiler buna yeterince uyuyorlar mı? Pek sanmıyorum. Onlar işin kolayını buldular, kendi rahatları için 65 yaş üstüne saldırmayı tercih ediyorlar. Televizyonlarda koro halinde yüklendikçe yüklendiler, korku yaydılar. Salgının sebebi yaşlılarmış gibi bir algı oluşturdular. Parklardan, bahçelerden banklar kaldırıldı, sokaklarda üzerlerine saldırıldı, taciz edildiler. Güvenliğimizi emanet ettiğimiz emniyet güçlerinden bile çıktı densizler.
Dışarıda kalanlar, özellikle de gençler, aklı başındakileri tenzih ederim, nasıl olsa gençlere bir şey olmuyor yalanıyla hiçbir tedbire uymadılar. Okullar kapandı onlar aldırmadılar, hiçbir sosyal mesafe kuralına uymadan kahvelere, kafe barlara, meyhanelere koştular. Onlar da kapanınca ev partileri düzenlediler, sahilleri, parkları bahçeleri işgal ettiler. Öyle ki; spor yapmak isteyenlere bile engel oldular oraların da yasaklanmasına sebep oldular. Her taraf kapanınca gizli yerlerde, boş depolarda, boş evlerde, iş yerlerinde kaçak oyun salonları kumarhaneler açtılar. Dansöz oynattılar, oturak alemleri düzenlediler. Yarın sokağa çıkmak yasak denilince alt, alta, üst, üste, mesafesiz, kuralsız marketleri işgal ettiler. Kuralsız, mesafesiz asker uğurlamaları yapmaya kalktılar. Kaçak, göçek, cemaatle Cuma namazı, teravih kılmaya kalkıştılar. Taziye çadırları bile kurmaya kalktılar.
Bütün bunları tu kaka ettiğiniz 65 yaş üstü yurttaşlarımız mı yaptı? Elbette ki hayır. Zor günleri yaşamamış, vurdum duymaz, umursamaz yeni kuşaklar yaptı. Ceremesini 65 yaş üstü çekiyor.
Halbuki 65 üstü nesil her türlü zorluğa göğüs germesine bilen bir nesildi. 27 Mayıstan, 12 Eylüle muhtıralara darbelere onlar göğüs gerdi. Mapusaneyi onlar gördü, İşkencelere onlar maruz kaldı. Veremle savaşı, sıtma savaşını, kolera salgınını onlar yaşadı. Sokakta oynadılar, toprak zeminde top koşturdular, toz yuttular, toprak üzerinde misket oynadılar, yağmur yağınca çamura battılar. Okuldan gelince önlüğü atıp sokağa koştular, salça ekmekleriyle tozun toprağın içine girdiler. Kimisinin köylerinde, kenar mahallelerinde atık sular sokağın ortasından akardı. BCG aşısı, karma aşılarla aşılandılar. Doğal bağışıklık kazandılar. Doğa beslendiler, meyveyi sebzeyi dalından kopardılar, yumurtayı tavuğun altından aldılar, hormon, ilaç suni gübre nedir bilmediler. Doktor yüzü görmediler bugünün beton çocukları, apartman çocukları gibi çıtkırıldım olmadılar. Bu yaşa kadar yatağa düşürecek nezle grip bile olmadılar. Siz merak etmeyin kronik rahatsızlıkları yoksa onlara bir şey olmaz. Onlar kendilerini korumasını herkesten iyi bilirler. Dışarıdakiler gibi umursamazlık etmezler.
Günlerce yaşlılar ölüyor diye konuştular durdular. Doğru değil. Doğal ölüm oranlarını inceleyiniz. Afetler, kazalar, uyuşturucu bağımlılığından ölenleri hariç tutarsanız doğal yolla ölenlerle covit 19 dan ölenlerin yaş guruplarına göre dağılımı hemen hemen aynı. Evet Kronik rahatsızlığı olanların risk altında olduğu doğrudur, kronik rahatsızlıkların 40 yaştan sonra çoğaldığı da doğrudur ama onlar da işin ciddiyetine vakıf olup kendilerini koruyacaklar, genç, yaşlı fark etmez.
65 yaş üstü yaklaşık iki aydır sokağa çıkmıyor. Ancak bu yüzden özellikle 65-75 yaş arası sağlıklı kişiler sağlığını kaybediyor. Kas erimesi, kemik erimesi, obezite gibi hastalıklara maruz kalabiliyorlar. Kilo alıyorlar, fazla kilolar bütün hastalıkların tetikleyicisidir. Bizleri takip eden hekimlerimiz sağlıklı beslenmemizi ve günde en az 40 dakika tempolu yürümemizi şart koşuyorlar. Oysa iki aya yakındır hapisteyiz ne yürüyebiliyoruz ne de temiz hava alabiliyoruz. Sağlık bakanlığı tüm toplumun sağlığını düşünmek zorundadır buna çare üretmesi gerekir.
Yetiversin gari fazlası zarardır derhal özgürlüğümüzü bize verin. Çok şey istemiyoruz. Açık havadaki spor alanları, yürüyüş parkuru olan park ve bahçeler günün belli saatlerinde sadece 65 yaş üstüne hizmet verilecek şekilde organize edilmeli ve bu saatlerde 65 yaş üstünün yasağı kaldırılmalıdır. Hafta sonları sokağa çıkma yasağı devam edecekse bu günlerde de 4-5 saat 65’liklere izin verilmelidir. Tabi onlar da sorumluluk bilinciyle hareket etmeli bunu sadece temiz hava ve yürüyüş ve egzersiz için kullanmalı gençler gibi istismar etmemelidirler.
Bugüne kadar işin ekonomik boyutu, bazı ürünlerde fahiş fiyat artışlarının önlenememesi işlerini kaybeden işçi ve küçük esnafın korunamaması, belediyelerin engellenmesi, maske temini ve diğer bazı eksiklikler dışında süreci iyi yönetti. Bunda tabi en büyük pay başta sağlık çalışanlarımız olmak üzere Bilim kurulundan Sağlık bakanına kadar gayretli ve fedakarca çalışanlardadır. Eminim 65’liklerin de sorunlarına çözüm getirecekklerdir.
Bir an önce sağlıklı günlere geri dönme ve 65’liklerin hürriyete kavuşması temennisiyle hepinize hayırlı Ramazanlar diliyorum. Yetiversin gari…
Hoşçakalın sağlıkla kalın.